Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarına saldırısı üzerine basına açıklamada bulundu. Perinçek, şunları belirtti:
Azerbaycan toprağı, Türk vatanıdır. Bizim öz vatanımızdır. Erivan, bizim öz vatanımıza saldırmaktadır ve vatanımızı savunmak, Türk devleti ve Türk milleti olarak bizim kutsal görevimizdir. Azerbaycan toprağını savunmak, Türk vatanını savunmaktır, bizim öz vatan savunmamızdır.
Erivan yönetiminin saldırganlığı, uluslararası topluma çağrılar yapılarak önlenemez. Vatanımızın savunmasını “uluslararası toplum”dan bekleyemeyiz. Uluslararası toplumun böyle bir davası, böyle bir meselesi yoktur. Bilincimizde bir ışık gibi taşıdığımız vatan savunması kavramı, yüreğimizde kökleşen vatan aşkı, bize vatana karı görevlerimizi, öncelikle öz gücümüzle ve millî kararlılıkla yerine getirmeyi emretmektedir.
Ermenistan’ın saldırısına karşı vatanımızı nasıl savunacağımızı Kardeş Azerbaycan devletiyle birlikte kararlaştırmalıyız. Vatan savunmasında başarı amacına odaklanan her yöntem geçerlidir.
Türkiye Cumhuriyeti, Azerbaycan’a yönelik saldırının Türkiye toprağına saldırı olarak değerlendirdiğini ve vatanımızı her yönteme başvurarak savunacağını ilan etmelidir.
Öncelikle tehdidin kaynağını doğru saptamalıyız. Erivan’daki hükümet bir Amerikan darbesiyle iktidara gelmiştir, bizdeki FETÖ darbecileriyle aynı soydandır, yani Amerikancıdır. Bu gerçeği 23 Eylül 2020 günü yaptığı açıklamada, Rusya Dışişleri Bakanı da saptamaktadır. Rusya, üç gün önceden olacakları görmüş bulunuyor.
Karadeniz’den Dağlık Karabağ, Ege, Doğu Akdeniz, Libya, Suriye ve Irak’ın kuzeyi üzerinden Hürmüz Boğazına kadar Türkiye’ye ve genel olarak bölgemize yönelik saldırıların arkasında ABD ve İsrail bulunmaktadır. Ermenistan da bugün ABD’nin kışkırtmasıyla bu saldırılara kalkışmaktadır.
Ermenistan’ın bu saldırıları, Türkiye’yi Karadeniz, Doğu Akdeniz, Libya, Fırat’ın Batısı ve Doğusu üzerinden tehdide bir de Kafkaslar’dan tehdidi gündeme getirmiştir. Karadeniz’deki tehdidin 2018 Kasımındaki ABD-Ukrayna anlaşmasıyla Türkakımı engellemeye yönelik olduğunu özellikle görmek zorundayız.
Türkiye, üç cephede savunma durumuyla karşı karşıya getirilmektedir. Bu gerçek de göstermektedir ki, Ermenistan’ın saldırısı, ABD, İsrail, Yunanistan, Fransa, Suudi Arabistan vb cephesindendir ve bu ülkelerin kışkırtmalarıyla bağlantılıdır.
ABD eksenli tehdide karşı Karadeniz’den Umman Denizine kadar bütünsel bir strateji oluşturmak durumundayız. Bu strateji, Türkiye’yi ve Azerbaycan’ı aynı ABD-İsrail tehdidiyle karşı karşıya bulunan bölge ülkeleriyle aynı cephede buluşmaktadır.
Tehdide karşı Türkiyemizin ve Azerbaycan’ımızın Rusya, Abhazya, İran, Irak, Suriye, Lübnan, Filistin, Türk Cumhuriyetleri başta olmak üzere Asya’nın derinliklerine kadar uzanan geniş bir ittifak birikimi bulunmaktadır. Bu gizil gücü değerlendirecek bir strateji kurmak ve siyasetler üretmek, günün görevidir.
Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın BM Kürsüsünden açıkladığı “Yeniden Asya Girişimi”, Türkiye’nin bütünsel stratejisine ışık tutan değerdedir.
Vatan Partisi’nin Karadeniz - Akdeniz Dostluk ve Barış Planı, bu stratejiye uygun çözümü ortaya koymuştur. Sorunlara bütünsel yaklaşan barış ve dostluk planı Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün de güvencesidir.
Türkiye, acil olarak şu inisiyatifi göstermek durumundadır:
Karadeniz - Akdeniz Dostluk ve Barış Planı, Rusya, İran ve Suriye’nin değerlendirmesine sunulmuş ve bu ülkelerden destek görmeye başlamıştır. Vatan partisi, Abhazya Millet Meclisi ile bu plan çerçevesinde ortak bildiri yayınlamıştır,
Vatan Partisi, Azerbaycan’ı işgalden ve sınır tehditlerinden kurtaracak, bölgemize kalıcı barış ve huzur getirecek çözümler için çalışmalarını yoğun olarak sürdürmektedir.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ermenistan Başbakanı Paşinyan'ın Karabağ hakkındaki görüşlerinin sorunun çözümüne engel olduğunu dile getirirken, AGİT Minsk Grubu eşbaşkanı olarak Rusya'nın Ermenistan ile süren Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ sorununun çözümünde destekçisi olduklarını ve bu konuda çabalarını sürdürdüklerini ifade etti.
Haber Global'in haberine göre Lavrov 23 Eylül’de, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın Dağlık Karabağ konusunda açıklamalarının sorunun çözümüne engel olduğunu söyledi. Lavrov, "Moskova'nın resmi tutumudur. Rusya, sorunun çözüm sürecinde işgal altındaki beş bölgenin Azerbaycan'a geri verilmesini, bölgeye barış güçlerinin konuşlandırılmasını ve ulaşım-iletişim sisteminin yeniden kurulmasından yanadır" açıklamasında bulundu.