GERÇEKLERİ ÖĞRENME ZAMANI
Bölüm 3
Uluslararası mahkemelerde ve diğer uluslararası ortamlarda Türkler aleyhine ortaya çıkan adaletsiz görüşler dikkat çekicidir. Biz TMT gazilerinin kurduğu TMT Mücahitler Derneği olarak bunun nedenini öğrenmeye çalışırız. Edindiğimiz bilgiye göre 1974’den hemen sonra kurulan Rum propaganda ordusunun başarısının nedeni son derece profesyonel ve yetenekli kişilerden oluşması ve Goebbels taktiklerini uygulamasıdır. Bu ordu dünya kamuoyunun görüşlerine ters düşmeyen aksine onları etkileyen propaganda yapmasını çok iyi bilmektedir.
Joseph Goebbels Hitler’in propaganda bakanı idi. Ona göre bir savaşta medyayı kazanmak ve kontrol etmek önemlidir. Halkı etkilemek için yalan söylemek geçerli bir yöntemdir. Büyük yalana halk daha kolay inanır. Önemli olan bu yalanı sık sık ve sürekli tekrarlamaktır. Bir kişiye kırk kez “delisin” denirse deli olduğuna inanmaya başlar ve deli olur.
Goebbels in propaganda yöntemi 2.ci Dünya Savaşında çok başarılı olmuştu. Bu nedenle Stalingrad’da Alman ordusu büyük hezimete uğrayıp teslim olduğu zaman Alman halkı zafer kazanıldığını zannediyor ve bu olayı kutlamaya çalışıyordu. Rus tankları Berlin kapılarına dayandığı zaman yine gerçeklerin farkında değildi ve son ana kadar savaşın gerçek durumunu anlamadan savaşmaya devam ettiler.
İncelendiği zaman görülür ki Rum propaganda ordusu Goebbelsi bile geride bırakacak taktikler uygulamaktadır. Bu propaganda ile Kıbrıs Türk Halkının bir bölümünü kendi özgür devletinden vaz geçecek ve ikinci sınıf fakir bir azınlık haline geleceği açıkça belli olan koşullarda Rum tarafı ile ortak bir devlet kurmayı arzu edecek hale getirilmiştir. Rum faşizmi böylece hileli bir anlaşma yapmayı ve daha sonra tüm Kıbrıs’ı ele geçirmeyi ümit etmektedir.
Sayın milletvekili kardeşlerimiz sizleri bu konuda araştırma yapmaya ve gerçeği bulmaya davet ediyoruz. Size birkaç araştırma konusu verelim.
a)Türklere ait fotoğrafların Rumlara aitmiş gibi yayınlanması:
Rum propaganda ordusu 1974 de Türk ordusunun tamamen haksız olarak Kuzey Kıbrıs’ı işgal ettiğini ve bunu gerçekleştirirken Rum halkına zulüm yaptığını iddia etmektedir. Biz Türkler bunun doğru olmadığını biliyoruz. Ancak sessiz kaldığımız ve Rumların propagandası çok başarılı olduğu için dünya kamuoyu Rum görüşünün doğru olduğunu zannetmekte ve Kıbrıs sorununu böyle değerlendirmektedir.
Rum propagandası inandırıcı olma koşuluyla her türlü yalanı söylemektedir. Rum görüşleri o kadar sık ve sürekli tekrarlanmaktadır ki Kıbrıs Türklerinin bir bölümü de Rum yalanlarına inanmaya başlamıştır. Rum propaganda birimleri fotoğraflarla iddialarını daha inandırıcı hale getirmeye çalışmaktadır. Ancak iddialarını kanıtlayacak delil bulmakta zorlandıkları anlaşılmaktadır. İddia ettikleri gibi bir zulüm olmadığı için delil de yoktu.. Türk Ordusunun yaptığı TMT ile birlikte zulme karşı gelmek ve haklı bir kurtuluş savaşı yapmaktı.
O zaman Rum propaganda birimleri ne yaptılar bilir misiniz? 1974’den önce Eoka saldırıları nedeniyle zulüm gören Kıbrıslı Türklerin fotoğraflarını Rumların fotoğrafları imiş gibi yayınlamaya başladılar. “Nasıl olmasa bu kişiler ölmüştür. Bu yalanlarla dünyayı aldatırım” diye düşündüler.
Bir süre sonra gerçek meydana çıktı. Barış Harekatında zulüm gören Rumlar oldukları iddiasıyla fotoğrafları dünyaya dağıtılan insanlar aslında Kıbrıslı Türklerdi ve “Resimde olanlar bizleriz. Bu fotoğraflar 1964 de Eoka saldırıları esnasında çekildi” diye açıkladılar . Böylece gerçek meydana çıkmış oldu.
Yalan propaganda girişimini doğru değerlendirmek gerekir. Bu olay haksız bir iddianın yapılmış olması ve daha sonra gerçeğin meydana çıkmasından ibaret değildir. Propagandada çok gelişmiş taktiklerin yani Goebbels taktiklerinin uygulandığını göstermektedir. Gerçek meydana çıkmasa yalan ısrarla söylenmeye devam edecekti. Bu olay ciddi bir propaganda savaşı ve dolayısıyla tehlike ile karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir.
Maalesef milletvekillerimiz bu konularla ilgilenmediği için Türk siyasilerden tepki gelmedi. Bu nedenle buna benzer yalanlar söylenmeye devam etmektedir. Söylenen yalanların gerçek dışı olduğu tesadüfen ortaya çıkmazsa herkes doğru olduğuna inanmaktadır . Bu yalanlar dünya kamuoyu ile Kıbrıs Türk Halkının belleğine kazınmakta ve büyük tahribat yapmaktadır.
Bu tür gerçek dışı propagandaların birçok ülkede ne kadar tehlikeli sonuçlar doğurduğunu tarih bize göstermiştir.
Tehlikeye karşı mücadele etme zamanının geldiğine ve bu konuda Kıbrıs Türk siyasilerine büyük görev düştüğüne inanıyoruz.
b) Doktor Binbaşı Nihat İlhan’ın eşi ve çocuklarının öldürülmesi ile ilgili yalan haber yayılmak istenmesi :
Doktor Binbaşı Nihat İlhanın eşi ve çocukları1963 Kanlı Noel’de Rum teröristler tarafından öldürülmüştü. Kurşunlanmış çocukların evin banyosundaki fotoğrafları basına dağıtılmıştı. Daha sonra bu ev müzeye dönüştürüldü. Rum barbarlığını gösteren ve ismi “ barbarlık müzesi” olan bir müze haline getirildi.
Bu müze tüm dünyaya Rum faşizminin zulmünü gösteriyordu. Rum propaganda birimleri Türklerin mağdur olduğunu gösteren bu olayı halkın bilincinden silmek istedi. Kıbrıs’ta her türlü kötülüğün Türklerden geldiğini iddia ediyorlardı ve bu konuda bir kuşku yaratılmasına fırsat vermek istemiyorlardı. Bu nedenle bir plan hazırladılar ve Binbaşı Nihat’ın eşi ile çocuklarını Rum teröristlerin değil Türk Mücahitlerin öldürdüğünü iddia etmeye başladılar.
Bu iddianın tutarlı hiçbir tarafı yoktu. Çünkü cinayetler işlendiği zaman o bölgenin kontrolü Rum teröristlerin eline geçmişti. Rum teröristler o bölgede sadece Binbaşı Nihat’ın ailesini değil diğer Kıbrıslı Türkleri de öldürmüştü. Ayrıca o bölgede yaşayan başka Kıbrıslı Türkler tutuklanarak esir kampına götürülmüşlerdi. Bu nedenle cinayetleri Türklerin işlemesi söz konusu olamazdı. Ancak Rum propagandası için gerçek önemli değildi. Önemli olan doğru veya yanlış bir iddianın kamuoyunda ne etki yapacağı idi.
Onlar insanların vakitlerini ayırıp gerçekleri araştıramayacağını biliyorlardı. Yapılan iddianın doğu olup olmadığı ile değil propaganda savaşında amaçlarına yararlı olup olmayacağı ile ilgiliydiler. Daha açık bir ifade ile Goebbels taktiklerini uygulamaktaydılar.
Rum propaganda birimleri bu olayda da fazla şanslı değildiler. Bir süre sonra gerçek net bir şeklide ortaya çıktı. Rum kesiminde yaşayan bazı emekli Rum askerler cinayetleri kendilerinin işlediğini itiraf ettiler.
Rum halkı faşist karakterleri nedeniyle Türklere karşı işlenen cinayetleri kahramanlık olarak görürler. Cinayetleri işleyenler dayanamayıp övünmeye başlarlar. Boşnakları öldüren Sırplar da böyledir. Binbaşı Nihat’ın eşi ve çocuklarını öldürenler konu açıldıkça nasıl öldürdüklerini anlatmaya başladılar. Böylece cinayetleri kimlerin işlediği kesinlik kazandı. Katiller Eoka’nın onur listesinde yerlerini almış kişilerdi.
Rum propaganda ordusu söylediği yalanlar nedeniyle rahatsız olmuş veya pişman olmuş değildir. Goebbels in tavsiyeleri doğrultusunda mücadeleye devam etmektedir. Herhalde Goebbels in tavsiyelerine uyulduğunu, yalan söylendiğini, fakat bunun önemli olmadığını hiç değilse bir kafa karışıklığı yaratıldığı için propaganda savaşına katkı sağlandığını düşünmektedirler. .
Burada önemli olan Goebbels propaganda taktiklerinin uygulandığının ortaya çıkmasıdır. Bu gerçek karşısında nasıl bir mücadele ile karşı karşıya olduğumuzu öğrenmemiz gerekir.
Sadece bir konuda değil her konuda yalanlarla karşılaşacağız ve şans eseri gerçek ortaya çıkmazsa büyük kayıplara uğrayacağız. Bu durumu gören Cumhuriyet Meclisimizin karşılaşacağımız tehlikenin büyüklüğünü anlaması ve önlem almaya başlaması gerekmiyor mu?
Rum propagandasının yarattığı tehlike büyüktür. Bu tehlikeye karşı çare bulma görevinin diğer kurumların yanı sıra Cumhuriyet Meclisine düştüğüne inanıyoruz.