“ERDOĞAN’DAN MEB’LE İLGİLİ DİREKTİFLER” İDDİASI


“ERDOĞAN’DAN MEB’LE İLGİLİ DİREKTİFLER” İDDİASI

ABD BÜYÜKLEÇİSİNİN DEMECİ

BORRELL’DEN HRİSTODULİDİS’E MEKTUP

Lefkoşa, 26 Nisan 2020 : Rum basınında bugün yer alan bir haberde, tek yanlı olarak ilan edilen sözde Rum Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB) içerisindeki çalışmaların şirketler tarafından ertelenmesinin ardından, Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Şirketine, boşluğu doldurmasına ilişkin direktifler verildiği iddia edildi.

Fileleftheros gazetesi “Erdoğan’dan Meb’le İlgili Direktifler” başlığıyla manşete çektiği haberinde, Türkiye’nin, sözde Rum MEB’inde faaliyet göstermekte olan şirketlerin çalışmalarının geçici olarak ertelenmesinden ötürü meydana gelen boşluğu kapatmaya çalıştığını iddia etti.

“Elde ettiği bilgilere dayanarak, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, TPAO şirketine, Kıbrıs MEB’inde yasal olarak faaliyet göstermekte olan şirketlerinden yokluğundan meydana gelen konjonktürden faydalanması, MEB’de olması ve sondajlar yapılması direktifi verdiğini” öne süren gazete, Yavuz sondaj gemisinin bunun için bölgeye gönderildiğini iddia ederek, geminin 6 ve 7’inci parsellerde sondaj yapacağını anımsattı.

Gazete, sözde Rum MEB’inde faaliyet gösteren şirketlerin koronavirüs salgını yüzünden enerji programlarını ertelediklerini ve sondajların yapılması konusunda 2021 yılından söz edildiğini anımsattı.

Erdoğan’ın mesajının net olduğunu da öne süren gazete, “salgına rağmen, (Erdoğan’ın) yasadışı ve mantıksız taleplerini değiştirmediğini, bunun da ötesinde, ülkesinin oldubittiler meydana getirerek, bölgede tek sondaj yapan ülke olduğuna dair imajından hoşlandığını” ileri sürdü.

Türkiye’nin geri adım atmaya niyetli olmadığının görüldüğünü ve kriz döneminden faydalanacağı iddiasında bulunan gazete, Ankara’nın bu planlamaya yatırım yaptığını ve Ankara’nın gerek sondajlar, gerek de gemi ve teçhizat alımı için bugüne kadar bu alana 1 milyon dolar yatırım yaptığını savundu.

Türkiye açısından üzerinde çalıştığı ve ileriye götürdüğü iki senaryo bulunduğunu da öne süren gazete, bunlardan birincisinin, sondajlara devam etmek ve yataklar tespit edilmesi durumunda, yeni oldubittiler yaratıp, haklar elde etmek olduğuna işaret etti.

Gazete, böyle bir durumda olguların değişeceğini, (Türkiye’nin) bölgede kuvvetleneceğini ve başka şeylerle ilgili olarak da pazarlık(müzakere) avantajı elde edeceğini öne sürdü.

Gazete ikinci senaryonun ise sondajlara devam edilmesi ve sonuçlara sahip olunmaması durumunda, Rum Yönetimi tarafından lisans verilen şirketlerin araştırılmalarıyla tespit edilecek olan yatakların paylaşımı için zorla müzakere başlamasının talep edilmesi olduğunu iddialarına ekledi.

ABD BÜYÜKELÇİSİNİN DEMECİ

Amerika Birleşik Devletlerinin (ABD) Kıbrıs’taki Büyükelçisi Judith Garber ise gazeteye verdiği özel demeçte, ABD’nin, Türk sondaj gemisinin 20 Nisan’da Rum kesiminin MEB olarak sahip çıktığı bölgeye ulaştığına dair haberler konusunda bilgisi olduğunu ve Türk makamlarını bu girişimleri durdurmaya çağırdıklarını savundu.

Tarafların tümünü bölgede gerginliği artıran faaliyetlerden kaçınmaya çağırmayı sürdürdüklerini ifade eden Garber, ABD’nin “Türkiye’nin, Kıbrıs’ın deniz bölgesindeki sondajına ilişkin planlarıyla ilgili kısa zaman önceki ifadelerinden derin endişe duyduklarını” belirtti.

“Bu kışkırtıcı faaliyetin bölgedeki gerginlikleri artırdığını” öne süren Garber, Doğu Akdeniz’deki kaynakların geliştirilmesinin, işbirliğini teşvik etmesi ve bölgenin tümünde sürekli bir enerji güvenliği ile ekonomik refaha ilişkin temelleri sağlaması gerektiğine işaret etti.

Garber “Kıbrıs’ın petrol ve doğal gaz kaynaklarının, tüm kaynakları gibi, iki toplum arasında adil bir şekilde paylaşılması gerektiğine inanmayı sürdürdüklerini” de vurguladı.

Demecinde ABD ile Güney Kıbrıs arasındaki ilişkilere de değinerek, bunların istikrarlı ve güçlü bir şekilde gelişmekte olduklarını söyleyen Garber, bu krizden çıkıldığı zaman, ilişkilerinin daha geniş ve derin olacağından emin olduğunu dile getirdi.

Amerikan şirketlerinin “Kıbrıs’ın deniz bölgesindeki” çalışmalarını ertelemeleri konusunda ise Garber, bunun dünya çapında gerçekleşen bir şey olduğunu ifade ederek, hidrokarbon kaynaklarının geliştirilmesine ilişkin ilginin değişmediğini vurguladı.

Kıbrıs sorununa ilişkin bir soru üzerine ise Garber, koronavirüsü salgını esnasında, iki toplumlu sağlık komitesinin ortaya koyduğu işbirliği örneklerinden ötürü, cesaretlendiğini söyledi.

İki toplumdan Kıbrıslıların, bilgi, paylaşmak, işbirliği yapmak, aynı zamanda adadaki tüm insanlar özellikle de aralarındaki daha hassas grupların desteklenmesi için, yöntemler bulduklarını dile getiren Garber, bu krizden çıkıldığı zaman, adayı iki kesimli iki toplumlu bir federasyonda yeniden birleştirecek olan adil ve kalıcı bir çözüm meydana getirmek için, BM’nin de yardımıyla, Kıbrıs Türk ve Rum toplumlarının liderlerinin çabalarının tekrarlanmasını umduklarını ifade etti.

Garber demecinde koronavirüs salgını konusuna da değindi.

BORRELL’DEN HRİSTODULİDİS’E MEKTUP

Öte yandan gazete “Maraş’la İlgili BM Güvenlik Konseyinin 550 Sayılı Kararı Pusula” başlıklı bir haberinde, Avrupa Birliği (AB) Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis’e gönderdiği mektubu ifşa etti.

Gazete “elde ettiği bilgilere dayanarak”, AB Yüksek Temsilcisi Borrell’in Rum Dışişleri Bakanı Hristodulidis’e gönderdiği mektup çerçevesinde “BM Güvenlik Konseyinin 550 sayılı kararının, Türkiye’nin kapalı bölge Maraş’ı BM’ye iade etmesine dair yükümlülüğü konusunda Avrupa Birliği (AB) için pusula teşkil ettiğine” dair bir tezi dile getirdiğini iletti.

Gazeteye göre Borrell mektubunda “AB’nin, Ankara’ya, Türkiye’nin Kıbrıs MEB’inde başlattığı yeni tur yasadışı sondajlar ışığında, gerilimi acil olarak düşürmesi gerektiğini işaret etmeye devam edeceğini” de belirtti.

Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis’in Maraş konusunda Borrell’e mektup gönderdiğini ve kapalı bölge Maraş’ın kolonize edileceğine dair Türkler tarafından yapılan açıklamalar ışığında, AB’nin desteğini istediğini yazan gazete, Borrell’in ise bu mektuba 14 Nisan tarihinde yanıt verdiğini belirtti.

Gazeteye göre Borrell mektubunda özetle “Maraş’ın statüsüyle ilgili olarak, Avrupa Birliğine, BM Güvenlik Konseyinin 550 sayılı kararı ve Güvenlik Konseyinin ilgili diğer kararlarının rehberlik etmeye devam edeceğini, aynı zamanda bu gidişata yardımcı olacak her türlü önlemi desteklemeye hazır oldukları” ifadesini kullandı.

Gazeteye göre Borrell mektubunda “Avrupa Birliğinin defalarca, Türkiye’nin Kıbrıs sorununun (dış boyutlar da dahil olmak üzere) çözümüne bağlı kalması ve buna katkıda bulunmasının kritik olduğunu vurguladığını” da ifade etti.

Gazeteye göre Borrell bu çerçevede Hristodulidis’e “AB’nin bu mesajı iletmeye ve Türkiye’ye, müzakerelerin en kısa zamanda yeniden başlamasının mümkün olmasına yardımcı olmak için, acilen gerginliğin azaltılmasının gerektiğini açıklığa kavuşturmaya devam edeceğini” de iletti.

Gazete Borrell’in mektubunun başka bir noktasında “tarafların tümü açısından, BM’nin de desteğiyle, müzakerelerin yeniden başlamasına ilişkin bir yol aranmasının acil olduğuna” işaret ettiğini de ekledi.

“KIBRIS SORUNU ENI ŞİRKETİ İÇİN ENGEL”

Öte yandan Simerini gazetesi ise bu başlık altında yer verdiği bir haberinde, İtalyan ENI şirketinin Uluslararası İlişkiler Konularından Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Marco Piredda’nın “Fondazione Gegasperi” isimli bir kuruluşa verdiği mülakat esnasında yaptığı açıklamaların kaygı uyandırdığını yazdı.

Piredda’nın mülakat esnasında Kıbrıs sorununa değindiğini kaydeden gazete, Piredda’nın “Kıbrıs sorunu, Ankara’nın etkileri ve Akdeniz’de bölgesel güçler arasındaki rekabetin, yeni enerji kaynaklarının kullanılabilirliğini gözetecek olan ekonomik kalkınma perspektiflerini alıkoyduğunu” söylediğini ekledi.




  • RMMO KOMUTANI ZERVAKİS’İN KORONAVİRÜS TESTİ POZİTİF ÇIKTI ... +Detaylı Bilgi
  • LİMASOL’DA PROTESTO GÖSTERİLERİ ... +Detaylı Bilgi
  • NURİS: ANASTASİADİS’İN “KULLANIM KAYBI TAZMİNATI” VAADİ YERİNE GETİRİLEMEZ ... +Detaylı Bilgi
  • HER 10 RUM’DAN 6’SI GÜNEY KIBRIS’TAKİ DEVLETİN “YOLSUZLUK DEVLETİ” OLDUĞUNA İNANIYOR ... +Detaylı Bilgi
  • RUM SAVUNMA BAKANI’NDAN TÜRKİYE’YE ELEŞTİRİ ... +Detaylı Bilgi
  • ROLANDİS: “KAYBEDİLMİŞ FIRSATLAR, KAYBEDİLMİŞ VATANLARA GÖTÜRÜR” ... +Detaylı Bilgi
  • ŞİLLURİS: “KIBRIS SALDIRGAN VE YAYILMACI GÜÇLERE KARŞI KENDİNİ SAVUNMAYA HAZIRDIR” ... +Detaylı Bilgi
  • İNSAN HAKLARI İZLEME ÖRGÜTÜ: GÜNEY KIBRIS’TA, DÜZENSİZ GÖÇMENLERE KÖTÜ MUAMELE YAPILIYOR ... +Detaylı Bilgi