4 MAYIS 2021 HÜSEYİN MACİT YUSUF KÖŞE YAZISI


CTP GENEL BAŞKANI ERHÜRMAN YANLIŞ YOLDADIR; BAŞBAKANLIK YAPTIĞI, MİLLETVEKİLİ OLDUĞU DEVLETİMİZİ SAVUNMAK,STATÜSÜNÜN YÜKSELTİLMESİ İÇİN ÇALIŞMAK YERİNE,KOLTUK UĞRUNA,SİYASİ HESAPLARLA CUMHURBAŞKANI TATAR VE ANAVATAN TÜRKİYE’NİN CENEVRE’DEKİ DİK VE ONURLU DURUŞUNU YOKSAYMAKTA , AĞIR ELEŞTİRİLERDE BULUNMAKTA VE HALA DAHA 18 EKİM’DE KIBRIS TÜRK HALKININ TARİHE GÖMDÜĞÜ FEDERASYON PEŞİNDE KOŞMAKTADIR. ERHÜRMAN BAŞARISIZ OLMUŞ ,TÜKENMİŞ FEDERASYON ÇÖZÜM MODELİ PEŞİNDE ENERJİSİNİ BOŞUNA HARCAMAYI BIRAKMALI VE DEVLETİMİZİN TANINMASI İÇİN ÇABA GÖSTERMELİDİR;TABİ DEVLETİMİZE, EGEMENLİĞİNE, TANINMASI GEREKTİĞİNE İNANIYOR VE GÜVENİYORSA!!!

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın ortaya koyduğu ve 18 Ekim’de halkın desteğini ve onayını alan,Anavatan Türkiye tarafından da sahip çıkılan Egemen eşitlik temelinde iki devletin işbirliğine dayanan siyaseti,federasyoncu Cumhuriyetçi Türk Partisi’ni(CTP)siyasi arenadan tamamen silecek bir gelişmedir. CTP yıllardır Güney Kıbrıs’taki Enosisçi AKEL ile birlikte hareket etmekte ve federal bir çözüm söylemi ile halkımızdan oy talep etmektedir. Kıbrıs Türk halkı 18 Ekim’de federasyonu tarihe gömmüştür..Halkın bu tavrı ‘federasyon’ dışında halka hiçbir söylemi olmayan CTP’nin paçalarını tutuşturmuştur. Kendini sol olarak tanımlayan CTP işçinin, emekçinin,sömürülen halkın partisi alma iddiasını çoooktan yitirmiştir. CTP’nin ‘sol’ bir parti olduğu iddiası dahi tartışmalıdır. CTP federal çözümün olmayacağını çok iyi bilmektedir. Genel Başkan Tufan Erhürman Rum lider Anastasiadis’in Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitlik hakkını ve ülke yönetiminde söz sahibi olmasını istemediğini çok iyi bilmektedir. Erhürman ,Anastasiadis’I defalarca eleştirmiş ve bunun federasyonu imkansız kıldığıhusunda uyarılar yapmıştır. Erhürman iyi bir hukukçudur,hocadır ve federasyonun da eşitler arasında yapılabileceğini çok iyi bilmektedir. Erhürman bu şartlarda federasyon çözüm modelinin tükendiğinin,bittiğinin muhasebesini yapamayacak kadar bilgisiz,vizyonsuz değildir. Erhürman Devletimizin en üst makamlarında olan Başbakanlık görevinde bulunmuş biridir. Yıllardır milletvekilliği yapmaktadır ve KKTC’nin varlığının korunması,ilelebet yaşaması için de yemin etmiştir. Anastasiadis Cenevre’de nasıl bir federasyon istediğini Cumhurbaşkanı Tatar’ın gözünün içine baka baka ,büyük bir pişkinlikle anlatmıştır.Anastasiadis Kıbrıs Cumhuriyeti’nin evrilmesi ile ortaya çıkacak federasyon garabetine Kıbrıs Türklerinin katılmasını,önermiştir. Anastasiadis’e göre Kıbrıs Türkleri devletimiz KKTC’yi feshedecek ve Ruma yama olacaktır. İlahi sevgili Tufan kardeşim sen bunu göremeyecek kadar vizyonsuz değilsin;siyaset uğruna,koltuk uğruna ,bu iğrenç görüşteki Rumla ortak devlet savsatasına inanıp devletinden vazgeçmeyi içine sindirebiliyor musun? Rumun Enosis’ten vazgeçmediğini,işbirliği içerisinde olduğunuz AKEL’in Enosis kararının hala daha geçerli olduğunu bilmiyor musun?

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman dün Kıbrıs Genç TV’de katıldığı televizyon programında soruları yanıtladı.Erhürman, geçtiğimiz hafta Cenevre’de düzenlenen gayrı resmi 5 + BM toplantısında Türk tarafının pozisyonunun “çözümsüzlük çözümdür” şeklinde olduğunu, ancak bu tutumun Kıbrıs Türk halkına bir şey kazandırmayacağını belirtti. Hayret hem de ne hayret;gaflet hem de ne gaflet… Tam tamına 53 yıldan beridir,aralıklarla sürdürülen müzakerelerden bir sonuç alınamamasının ana nedenlerinden biri de Rum Yönetiminin mevcut durumdan,yani statükodan hoşnut olmasındandır. Rum tatarfı,1964’te BM Güvenlik Konseyi’nin aldığı her türlü adaletten, haktan-hukuktan ve gerçeklerden yoksun 186 nolu kararın arkasına saklanarak adanın tek meşru idaresi olma durumunu sürdürmek istemektedir. Rum Yönetimi ,bu statükoyu kullanarak Avrupa Birliğine kapağı atmış,üye olmuştur. 1963’ten beri Kıbrıs Türk halkının haklarını gaspetmiştir ve bunları geri vermeye de hiç niyeti yoktur. Yani esas statokocu Rumdur. Statükodan beslenenler ise mevcut durumun değişmesinden ödleri kopmaktadır. CTP de bu statükocu partilerin başında gelmektedir. CTP,100 yıl daha sürse federasyon müzakerelerinin sürmesinden yanadır. Kıbrıs Türk halkı 18 Ekim’de bu statükoya karşı çıkarak,Tatar’ın siyasetini desteklemiş ve federasyonla birlikte statükoyu dayıkmıştır. Cumhurbaşkanı Tatar Cenevre’de ortaya çözüm adına 6 maddelik bir çerçeve koymuş ve yıkılan statükoya bir darbe daha indirmiştir. Erhürman Rum tarafının neden bu statükoya yapışıp kaldığını sorgulayacağına bu statükoyu yıkıp,kurduğumuz devleti ön plana çıkaran Tatar’ı tenkit etmekte ve büyük yanlış yapmaktadır. Rumun siyasetine adeta destek olmaktadır… BM Genel Sekreteri Guterres’in üç ay içinde yeni bir toplantı öngörüsünü açıklamasına rağmen, bir pozisyon değişikliği olmazsa böylesi bir toplantıya ihtimal vermediğini söyleyen Erhürman, olması halinde ise bu pozisyonlarla bir şey çıkmayacağını vurgulamıştır. Statükocu Rum, mevcut siyasetini değiştirmez ise,Erhürman gibi çevrelerden destek görürse, 2-3 ay sonra da aklını başına toplamazsa, uzlaşmaz tutumunu sürdürecek olursa ortak zemin bulmak mümkün olmayacaktır.Erhürman,  Cenevre’de öneriler sunulmazdan önce kendileriyle paylaşılmadığından şikayet etmektedir.Böyle önemli bir toplantıdan önce ,masada taraflara sunulmazdan önce önerilerin sunulmasının sakıncalarını başbakanlık yapmış olan Erhürman çok iyi bilmektedir. Crans Montana’da Akıncı’nın ,siyasi partilerden gizlice harita verdiğini,odasına giderek onu uyarmak isteyen zamanın Başbakanı Hüseyin Özgürgün ve beraberindekilere odasının kapısını açmadığını ne de çabuk unutmuştur… Öneriler sunulmuş ve açıklanmıştır..Cumhurbaşkanı Tatar ve Türkiye, tecrübeli diplomatlarca belirli bir strateji çerçevesinde ve yeni siyasetimize uygun olarak hazırlanan sözkonusu önerileri ilgili taraflara sunmuştur. Federasyoncu sevgili Erhürman’ın ehil ellerde hazırlanmış 6 maddelik önerilere sahip çıkması bir yana saldırması tamamen iç siyasi hesaplarla yapılmaktadır ve üzücüdür..CTP ana muhalefet olmanın, herşeye karşı çıkmak olduğu gibi yanlış bir fikre saplanmıştır.Özellikle milli bir konuda ,sorumluluk içerisinde hareket edilmesi,birlik ve beraberlik içerisinde olunmasının gerekliliğini kavramış değildir.

Eşit uluslararası statünün iki şekilde olabileceğini söyleyen Erhürman, ya iki tarafın da tanınmış devletler olabildiği, ya da iki tarafın da tanınmamış devletler olabileceği, taraflardan birinin tanınmış, diğerinin tanınmamışken eşit uluslararası statüden bahsetmenin mümkün olmayacağını söyledi.Masada her iki liderin de toplum lideri sıfatıyla oturduğunu söyleyen Erhürman, orada eşit müzakereci pozisyonunun olduğunu söyledi. Buraya kadar tamam da Erhürman 53 yıldır süren müzakere sürecinde Rum liderlerin masaya iki toplumdan birinin lideri  olarak oturduğunu ancak toplantı odasından,Kıbrıs Türklerinden çaldığı ,sözde Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanı olarak çıktığını bilmiyor mu?  Erhürman bu noktada CTP’lilerin en usta oldukları gibi demagojiye başvurmayı tercih ediyor ve kafaları karıştırma pahasına saçma sapan fikirleri ortaya koyuyor. Türk tarafının yaptığı öneri ,bundan sonra müzakerelerin eşitler arasında yapılmasından başka birşey değildir. Rum devlet ise,ki buna lafımız yoktur,Türk tarafı da devlet olarak,Rumla aynı statüde masaya oturmalıdır. Müzakereler devletler arasında yapılmalıdır. Biz toplum olarak oturup toplum olarak kalkarken,Rumun masadan devlet olarak kalkmasını mümkün kılan müzakere devri kapanmıştır. Erhürman’ın statümüzün yükselmesinden,Rum tarafı ile eşitlenmemizden neden rahatsız olduğunu anlamak mümkün değildir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kendi dış politikasını dilediğince belirleyebileceğini söyleyen Erhürman, TC’nin kendi dış politikası açısından bunun böyle olmasını doğru buluyorsa, diyecek bir şeyinin olmadığını, kendisinin Kıbrıs Türk halkının dış politikası açısından meseleye baktığını vurguladı. 

Tatar’ın bu politika ile Kıbrıs Türk halkına ne kazandırmaya çalıştığına baktığını söyleyen Erhürman, “Bir şey kazandıramayacak. Kıbrıs Türk tarafını çözüm istemeyen taraf konumunda görüleceği ve bu formüllerle çözüme hiçbir şekilde gidilemeyeceğini, Kıbrıs Türk halkının AB ve BM ile zaman içerisinde ilişki kuramaz duruma geleceğini çok net olarak görüyorum” dedi.Pes artık diyeceğimiz noktadayız.Cumhurbaşkanı Tatar göreve gelmesinin ardından ortaya koyduğu siyaset şu anda ilgili devletlerin ve kamuoylarının gündemne gelmiştir. Erhürman, Rumların 1963’ten beri haklarımızı gaspettiğini görmüyor mu?İki eşit kurucu ortağından biri olduğumuz, eşit egemenliğine sahip olduğumuz Kıbrıs Cumhuriyeti’nden atıldığımızı bilmiyor mu? 53 yıldır masada bu haklarımızı alamamış olmamızın ertesinde,statükoyu yıkacak şekilde egemen eşitliğe sahip çıkılması Erhürman’ı neden bu kadar rahatsız ediyor?Erhürman,Rum-Yunan ve bunların destekçileri emperyalist Batı kabul etsin etmesin devletimizin statüsünü yükseltme ve tanınmasını sağlama girişimlerine neden karşı çıkıyor? Emperyalizmin dayatması ile oluşan BM parametreleri,BM Güvenlik Konseyi kararları değişmez değildir… Yıllardır Kıbrıs Türkünü mahkum eden bu parametreler ve haksız-hukuksuz kararlardan kurtulmamız için tüm partiler işbirliği,güçbirliği yapmalıdır. Bir tane devletimiz vardır ve buna sahip çıkmak hepimizin görev ve sorumluluğundadır.

BKP GENEL BAŞKANI İZCAN  TUTTUĞU YOL  RUMUN YOLUDUR,KIBRIS TÜRKÜNÜN YOKOLUŞUDUR…

Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) Genel Başkanı İzzet İzcan, Cenevre görüşmelerinde, Kıbrıs Rum tarafının, Mağusa Limanı’nın Avrupa Birliği (AB), Maraş ve Ercan Havalimanı’nın Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde açılması teklifinin reddedilmesini eleştirerek, “Statükoyu kimin koruduğu açıkça ortaya çıkmıştır” dedi. İzcan bu açıklamasıyla KKTC’yi,egemenliğini tanımadığını gösterdi.Rumun Kuzey’deki adeta sözcüsü gibi açıklama yapması ne ilktir ne de son olacaktır. İzcan Anastasiadis tarafından Güney Kıbrıs’taki İngiliz Okulunun Yönetimine atanmış biridir. Buradan maaş almaktadır.İzcan’ın Rum kaynaklı fonlardan faydalandığı da iddia edilmektedir. Rum siyasetini KKTC’de bu kadar özgürce seslendirmek ve Rumun propagandasını yapmak,İzcan ve onun gibi düşünen marjinal kesimlere göre fikir özgürlüğüdür. Bunların işi gücü Devletimize,Anavatan’a ve makamlarına sabah akşam hakaret etmek ve Kıbrıs Türk halkına, bitmiş tükenmiş federasyonu pazarlamaktır. İzcan’ın Kıbrıs Türk halkının Rum devletine dönüştürülmüş sözde Kıbrıs Cumhuriyeti idaresi altına girilmesini teşvik eden açıklamaları da vardır.Halkımızın Rum İdaresi altında ikinci sınıf vatandaş olarak yaşamasına İzcan’ın itirazı yoktur. İzcan için toplumsal direnişimizin,bu direniş sonunda ayrı bir halk olarak devlet kurmuş olmamızın hiçbir önemi yoktur. İzcan Anavatan Türkiye’nin Kıbrıs’taki varlığına ve garantörlüğüne de karşıdır. Bütün bu saydıklarım ,İzcan’ın siyaseti,Rum Yönetiminin siyaseti ile tamamen örtüşmektedir. Devletimizin altını oymaya yönelik,5.Kolcu faaliyetler içerisinde olanlar muhakak yargı önüne çıkarılmalı ve hesap vermeleri sağlanmalıdır. 

Partinin basın bürosundan yapılan açıklamaya göre, BKP Genel Başkanı İzcan, “Kıbrıslı Türklerin çıkarları ile Ankara’nın hedeflerinin birbirine zıt olduğu” görüşünü savunmakta ve halkımız ile Türkiye’nin arasını bozmaya çalışmaktadır.İzcan’ın, “Ankara’nın bir tek Kıbrıslı Türk kalmasa bile, Kıbrıs bizim elimizde olmalıdır, bölgedeki askeri ve ekonomik çıkarlarımız bunu gerektiriyor anlayışı, bugünkü trajedinin temel kaynağıdır” şeklindeki açıklaması da İzcan’ın cahilliğine yorulmalıdır.İzcan Kıbrıs’ın jeostratejik önemini de anlamamıştır. Bu görüşteki İzcan’ın adanın elenleştirilmesine de itirazı olmayacağını söylemem de yanlış olmayacaktır.İzcan ve onun gibi düşünenler,CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman gibi,federasyonun cope atılmış olması nedeniyle panic içerisindedir. Bunların KKTC ve Türkiye düşmanlığı ile teslimiyete dayanan federasyon dışında halkımıza söyleyecekleri,pazarlayacakları başka sermayeleri yoktur.İzcan iflas etmiş bir siyasetin,söylemin iflas etmiş siyasetçisidir. 

 

 

 




  • RMMO KOMUTANI ZERVAKİS’İN KORONAVİRÜS TESTİ POZİTİF ÇIKTI ... +Detaylı Bilgi
  • LİMASOL’DA PROTESTO GÖSTERİLERİ ... +Detaylı Bilgi
  • NURİS: ANASTASİADİS’İN “KULLANIM KAYBI TAZMİNATI” VAADİ YERİNE GETİRİLEMEZ ... +Detaylı Bilgi
  • HER 10 RUM’DAN 6’SI GÜNEY KIBRIS’TAKİ DEVLETİN “YOLSUZLUK DEVLETİ” OLDUĞUNA İNANIYOR ... +Detaylı Bilgi
  • RUM SAVUNMA BAKANI’NDAN TÜRKİYE’YE ELEŞTİRİ ... +Detaylı Bilgi
  • ROLANDİS: “KAYBEDİLMİŞ FIRSATLAR, KAYBEDİLMİŞ VATANLARA GÖTÜRÜR” ... +Detaylı Bilgi
  • ŞİLLURİS: “KIBRIS SALDIRGAN VE YAYILMACI GÜÇLERE KARŞI KENDİNİ SAVUNMAYA HAZIRDIR” ... +Detaylı Bilgi
  • İNSAN HAKLARI İZLEME ÖRGÜTÜ: GÜNEY KIBRIS’TA, DÜZENSİZ GÖÇMENLERE KÖTÜ MUAMELE YAPILIYOR ... +Detaylı Bilgi