CUMHURBAŞKANI TATAR’IN KIBRIS TÜRK HALKI VE ANAVATAN TÜRKİYE TARAFINDAN DESTEKLENEN YENİ SİYASETİ GEÇTİĞİMİZ HAFTA CENEVRE’DE GERÇEKLEŞEN 5+1 TOPLANTISINDA TÜM İLGİLİ TARAFLARA SUNULDU. KIBRIS ANLAŞMAZLIĞINDA YENİ BİR SÜREÇ BAŞLARKEN FEDERASYONA SAHİP ÇIKANLAR,BAŞTA TESLİMİYETÇİ/TAVİZCİ AKINCI YAYGARA KOPARMAYI SÜRDÜRÜYOR. KIBRIS TÜRK HALKINI FEDERAL ÇÖZÜM ALTINDA RUMA YAMA YAPACAK VE YOK OLMASINA SEBEP OLACAK ÇABALAR BAŞARISIZLIĞA MAHKUM,NAFİLE ÇABALARDIR. DEVLETİMİZİN VARLIĞINI YOK SAYAN AKINCI DAHA FAZLA KENDİNİ KÜÇÜLTMEDEN VE REZİL ETMEDEN KÖŞESİNE ÇEKİLMELİ VE DAHA FAYDALI FİKİRLER ORTAYA KOYMALIDIR..

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruoğlu ve Anavatan Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve heyetlerinin Cenevre’deki 5+BM gayrıresmi toplantısında elde ettikleri başarı gündemdeki yerini korumaktadır. 

Anavatan Türkiye’deki birçok siyasetçi,köşe yazarı,aydın,emekli diplomat ve asker yaptıkları yorumlarda bu başarıdan dolayı memnuniyetlerini bildirmekte ve atılan tarihi adımın, geç olsa da, Kıbrıs Türk halkının,devletimiz KKTC’nin, hak arayışında yerinde bir siyaset ve duruş olduğunda birleşmektedirler.

Yabancı basında çıkan yorumlarda da Cumhurbaşkanı Tatar’ın siyaseti anlatılırken,53 yıllık başarısız geçmişi olan federasyon çözüm modelinin artık doğal olarak ortadan kalktığı bildirilmekte ve Türk tarafının talebinin BM Güvenlik Konseyi’nin(BMGK) önüne geleceğine dikkat çekilmektedir.

Kıbrıs Türk halkının iradesini yansıtan ve Cumhurbaşkanı Tatar tarafından temsil edilen yeni siyasetimizin ne Rum-Yunan ikilisinin,ne BMGK’nin,ne AB ve ABD’nin onayına ihtiyacı vardır. Kıbrıs Türkü ayrı bir halk olarak,kendi sınırları içerisinde,kendi anayasal kurum ve kuruluşlarıyla ,kendi yönetimi altında çağdaş dünyanın kabul ettiği devlet olma meziyetlerini tamamen taşımaktadır. Devletimizin tanınıp tanınmamış olması bu gerçeği değiştirmeyecektir. Kadı ki,Dünyada önemli bir güç olan Anavatan Türkiye KKTC’yi tanımaktadır. Önümüzdeki süreçte de resmen tanınma çağrısı yapıldığında birçok ülkenin devletimizi tanıyacağını gururla yaşayacağız.

Son yazımda da vurguladığım üzere eninde sonunda BM Genel Sekreteri BM’nin sahiplendiği,bizim 27-29 sürecinde tarihe gömdüğümüz,parametrelerle bir yere varılamayacağını,bunların ortak bir zemin bulunmasına katkı koymayacağını idrak edecektir. BMGK’nin bizim geleceğimize hükmetme yetkisi olmadığını,Anavatan Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da dediği gibi dünyanın 5’ten büyük olduğunu önümüzdeki süreçte aklımızdan çıkarmamalıyız. BMGK kararlarının değişmez kararlar olmadığının bilinciyle Devletimizin tanınması sürecinde morallerimizi yüksek tutmalıyız. Haklı olduğumuz ortadadır ve mücadelemiz uluslararası anlaşmalarla tescillenmiş,Rumlar tarafından gaspedilmiş haklarımızı geri alma kavgasıdır. Emperyalist Batı, yıllardır bu anlaşmaları, 1960 Antlaşmalarını, yok saymakta ve hukuki gerçekleri çiğneyerek Kıbrıs sorununu siyasi emellerine kurban etmeye çalışmaktadır. 

Kıbrıs’ı Yunan yapma peşinde olan Rumların ,1963’te  anlaşmaların hilafına anayasal düzeni bozarak,1960 Cumhuriyetini yıkmasına dünya daha fazla sessiz kalamayacaktır. Cenevre’de attığımız tarihi adımla emperyalizmin dayatmaları, Kıbrıs konusunu kullanarak Türkiye’yi tehdit eden tutum ve siyasetleri önemli ölçüde yara almıştır. Cenevre’de,BMGK’nin  4 Mart 1964’te aldığı ,hukuksuz ve adaletsiz karara,tepki konmuş,Rum Yönetimi’nin adanın tek meşru devleti olduğu iddiasının gerçekleri yansıtmadığı  vurgulanmış ve bu kararın geri alınması istenmiştir. KKTC,Kıbrıs Türk halkı ve Anavatan Türkiye adada anlaşma olsun diye tam tamına 53 yıldır sabır göstermiş,ortaya konan planları onaylamış ne var ki Rum tarafı 1986’da Cuellar belgesini,2004’te Annan Planı’nı reddetmiş, 2017’de de Crans Montana’da kurulan masayı dağıtmayı tercih etmiştir.

Anlaşmaya yanaşmayan,uzlaşmayan Rumu ilanihayi bekleyecek durumumuz artık yoktur. Bu iş bitmiştir,Rum ile işimiz bana göre bitmiştir. Cumhurbaşkanı Tatar’ın ortaya koyduğu 6 maddelik ‘Tatar Çerçevesi’ni’ kabul edip resmi müzakerelere dönmeleri artık kendilerinin bileceği iştir. Masaya dönerlerse devlettten devlete sürdürülecek müzakerelerde ileriye dönük işbirliği şartları görüşülebilecektir. BM Genel Sekreteri Guterres’in 2-3 ay sonra tekrar toplamayı düşündüğü 5+BM toplantısına kadar Rum-Yunan ikilisinin vakti vardır. Bu görüşmede de ortak zemin bulunmaması halinde Türk tarafı olarak siyasetimiz bellidir;Devletimizin Türkiye dışındaki ülkeler tarafından tanınması süreci resmen başlatılmalıdır.. Bana göre,bu 2-3 ay içerisinde KKTC’nin bazı ülkeler tarafından tanınması,işin ciddiyetini anlamaları bakımından ilgili devletlere mesaj olabilecektir. Diğer taraftan Kıbrıs Türk Devleti olarak tanınma çağrısı yapılacaksa bunun için 2-3 aylık süreyi  tanınma startejimizi geliştirme çalışmalarıyla geçirmeliyiz. Kıbrıs Türk halkının önü açık,geleceği parlaktır.Önümüzdeki süreçte Cumhurbaşkanı Tatar tarih yazmayı sürdürecektir.

Tesimiyetçi/Tavizci Akıncı’nın yeni siyasetimiz baltalamaya yönelik çabaları sürmektedir. Akıncı’nın federasyonu canlı tutmaya çalışırken devletimizi yok sayması ve makamlarımıza,Anavatan Türkiye’ye ve halkımızın iradesine saldırması,hakaret etmesi kabul edilemez. Akıncı 18 Nisan iradesine saygı göstermeli ve seçim sonucunu hazmetmeyi denemelidir…

Geçtiğimiz Cuma akşamı değerli kardeşim Halil Nebiler’in hazırlayıp sunduğu Teferruat programına katıldım. Programa katılan Eski Hava Kuvvetleri İstihbarat Daire Başkanı Emekli Kurmay Albay Gürsel Tokmakoğlu,Kıbrıs Araştırmaları Merkezi Başkanı Gözde Kılıç Yaşın ile birlikte yeni Kıbrıs siyasetimiz çerçevesinde Cenevre’de yaşananlar ve KKTC’nin nasıl tanıtılacağı konularında görüş alış verişinde bulunduk.

Programın tamamının videosu Youtube’da mevcuttur ve aşağıdaki QR kodundan ve internet adresinden ulaşmanız mümkündür.Çok verimli geçen programın faydalı olacağına inanıyorum.

Sözkonusu Teferruat programına katılımım ile ilgili ulusalkanal haber sitesinde yayınlanan haberi de aşağıda dikkatinize sunarım.. 

KKTC'NİN TANITILMASI ATAĞI BAŞLADI

Cenevre'de Federasyon Masası dağıldı. Şimdi hedef KKTC'yi dünyaya tanıtmak. Bu konuda da Türkiye'nin dostları öne çıkıyor. Ulusal Kanal yayınında konuşan Rauf Denktaş'ın Gezici Büyükelcisi Hüseyin Macit Yusuf, "Rusya KKTC'yi tanımayı uygun bir zamanda gündemine alacak" dedi.

Türkiye ve KKTC egemen eşit iki devlet olacka dedi. Cenevre'de masa sağıldı. Federasyona geri dönüş yok. Sıradaki hedef Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni düyaya tanıtmak.

Rauf Denktaş'ın Gezici Büyükelçisi Hüseyin Macit Yusuf, Ulusal Kanal'da Halil Nebiler'in sunduğu Teferruat programına konuk oldu. KKTC'nin dünyaya nasıl tanıtılacağını anlattı.

Federasyon'a dönüş olmayacağını söyleyen Yusuf, "egemen eşitlik temelinde iki devletli modeli masaya koyduk" ifadelerini kullandı.

Hüseyin Macit Yusuf, Rusya'nın KKTC'yi tanıyabileceğini vurguladı. 

Yusuf, Vatan Partisi'nin Abhazya ziyaretini de hatırlattı. Doğu Perinçek'in, Abhazya da tarihi bir anlaşmaya imza attığını söyledi.