Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) lideri faşist Eokacı fanatik Türk düşmanı Nikos Hristodulidis, Çarşamba akşamı, KKTC’nin ilanının yıldönümünü kınamak,Türkiye’nin adadaki varlığını protesto etmek vesilesiyle düzenlenen etkinlikte yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk halkının varlığını ve iradesini yok sayan bilindik düşmanca tutumunu sürdürdü.

Faşist Hristodulidis konuşmasında, geçtiğimiz Salı günü BM Genel Sekreteri ile gerçekleştirdiği görüşmeden hareketle, “önümüzdeki günlerde, nihayet, Kıbrıs sorununun çözümü için müzakerelerin yeniden başlaması zeminini araştırmak üzere bir temsilci atanmasını bekliyoruz. Bu önemli bir gelişme olacak ve sizi temin ederim ki bunun başarılı olması için biz elimizden geleni yapacağız. Görüşmelerden korkmuyoruz ve bu mesajı vermek istiyorum” dedi.

Hristodulidis’in BM Genel Sekreteri’ne, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın temsilci atanmasına ilişkin “Temsilcinin İngiliz Milletler Topluluğu ülkelerinden olamayacağı argümanının kabul edilemeyeceği ve mesnetsiz olduğu” görüşünü ilettiğini söyleyerek Tatar’a saldırdı ve Guterres’e şikayet etti.

Hristodulidis “uluslararası hukukun alenen ihlalinin, yasadışı Türk istilasının ve devam eden işgalin bir ürünü olan sahte devlet, istediğimiz yaşayabilir çözümün bir unsuru olamayacaktır” diyerek devletimizi yok etme hedefini tekrarladı.

Kin kustu, Cumhurbaşkanı Tatar ve Anavatan Türkiye’ye saldırdı, Devletimiz KKTC’yi yıkma vaadini tekrarladı;

HRİSTODULİDİS : “ ‘SAHTE DEVLET’ ÇÖZÜMÜN BİR UNSURU OLMAYACAKTIR”

AB,ABD,İNGİLTERE VE BM’NİN DAYATMALARINA KARŞI DİK DURULMALI… TEMSİLCİ ATANMASINA KARŞI GELİNMELİ,HRİSTODULİDİS’İN MASKARASI OLUNMAMALI!

KKTC’nin 40.kuruluş yıldönümünü ‘kınama’ toplantısında Garantör Anavatan Türkiye’ye ve Kahraman Türk silahlı Kuvvetlerimize saldırmaktan geri kalmayan Hristodulidis’in  KKTC’nin tanınmasını önlemek için ısrarla BM temsilcisi atanması talebine müsaade edilmemelidir. 

KKTC ve Türkiye’nin, Avrupa Birliği üyesi, ABD’nin stratejik ortağı, İngiltere’nin işbirlikçisi  GKRY’nin taleplerine, egemen eşitliğimizi tanımayan tutumuna ve adayı Elenleştirme girişimlerine karşı muhakkak dik durulmalıdır.

Cumhurbaşkanı Tatar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ortaya koyduğu “egemen eşit iki ayrı devletin varlığına dayalı çözüm siyasetimizi” reddeden Rum-Yunan ikilisi ile ‘ortak zemin’ arayışlarıyla vakit harcanmamalı ve KKTC’nin tanınması süreci hızlandırılmalıdır.

ARKADA DEVAM

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) lideri faşist Eokacı fanatik Türk düşmanı Nikos Hristodulidis, Çarşamba akşamı, KKTC’nin ilanının yıldönümünü protesto etmek vesilesiyle düzenlenen etkinlikte yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk halkının varlığını ve iradesini yok sayan bilindik düşmanca tutumunu sürdürdü.

Faşist Hristodulidis konuşmasında, geçtiğimiz Salı günü BM Genel Sekreteri ile gerçekleştirdiği görüşmeden hareketle, “önümüzdeki günlerde, nihayet, Kıbrıs sorununun çözümü için müzakerelerin yeniden başlaması zeminini araştırmak üzere bir temsilci atanmasını bekliyoruz. Bu önemli bir gelişme olacak ve sizi temin ederim ki bunun başarılı olması için biz elimizden geleni yapacağız. Görüşmelerden korkmuyoruz ve bu mesajı vermek istiyorum” dedi.

Hristodulidis’in BM Genel Sekreteri’ne, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın temsilci atanmasına ilişkin “Temsilcinin İngiliz Milletler Topluluğu ülkelerinden olamayacağı argümanının kabul edilemeyeceği ve mesnetsiz olduğu” görüşünü ilettiğini söyleyerek Tatar’a saldırdı ve Guterres’e şikayet etti.

Hristodulidis “uluslararası hukukun alenen ihlalinin, yasadışı Türk istilasının ve devam eden işgalin bir ürünü olan sahte devlet, istediğimiz yaşayabilir çözümün bir unsuru olamayacaktır” diyerek devletimizi yok etme hedefini tekrarladı.

Kin kustu, Cumhurbaşkanı Tatar ve Anavatan Türkiye’ye saldırdı, Devletimiz KKTC’yi yıkma vaadini tekrarladı;

HRİSTODULİDİS : “ ‘SAHTE DEVLET’ ÇÖZÜMÜN BİR UNSURU OLMAYACAKTIR”

AB,ABD,İNGİLTERE VE BM’NİN DAYATMALARINA KARŞI DİK DURULMALI… TEMSİLCİ ATANMASINA KARŞI GELİNMELİ,HRİSTODULİDİS’İN MASKARASI OLUNMAMALI!

KKTC’nin 40.kuruluş yıldönümünü ‘kınama’ toplantısında Garantör Anavatan Türkiye’ye ve Kahraman Türk silahlı Kuvvetlerimize saldırmaktan geri kalmayan Hristodulidis’in  KKTC’nin tanınmasını önlemek için ısrarla BM temsilcisi atanması talebine müsaade edilmemelidir. 

KKTC ve Türkiye’nin, Avrupa Birliği üyesi, ABD’nin stratejik ortağı, İngiltere’nin işbirlikçisi  GKRY’nin taleplerine, egemen eşitliğimizi tanımayan tutumuna ve adayı Elenleştirme girişimlerine karşı muhakkak dik durulmalıdır.

Cumhurbaşkanı Tatar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ortaya koyduğu “egemen eşit iki ayrı devletin varlığına dayalı çözüm siyasetimizi” reddeden Rum-Yunan ikilisi ile ‘ortak zemin’ arayışlarıyla vakit harcanmamalı ve KKTC’nin tanınması süreci hızlandırılmalıdır.

Ayrıca Hristodulidis şunları kaydetti:

“Görüşmelerden endişe duyan ya da korkan taraf biz değiliz. Böyle bir atama, olasılıkları araştırmamıza olanak sağlayacak. Ülkemizin yeniden birleştiğini görmek için önümüze çıkan tüm fırsatları değerlendirecek ve bu yönde her türlü çabayı sarf edeceğiz. Şüphesiz, 1983’te sahte devletin ilanı, yasadışı işgal eylemlerini meşrulaştırmaya yönelik daha geniş bir planın parçasıydı ve BM’nin 541 ve 550 sayılı kararlarının yanı sıra AB ilke ve değerlerini de kışkırtıcı bir şekilde görmezden gelmektedir. Uluslararası toplumun çağrılarını dikkate almayan ve uluslararası hukuku hiçe sayan bir strateji… İşte tüm bu nedenlerle, uluslararası hukukun alenen ihlal edilmesinin, yasadışı Türk istilasının ve devam eden işgalin bir ürünü olan sahte devletin, aradığımız yaşayabilir çözümün bir unsuru olamayacağı gerçeğini ifade etmek için buradayız… Çünkü yasa dışı, hukuka aykırı bir eylemden hukuk üretilemez. Bu nedenle bugün bir kez daha tüm Kıbrıs halkı için, Kıbrıslı Rumlar, Kıbrıslı Türkler, Ermeniler, Latinler ve Maronitler için, vatanımızın bölünme, bağımlılık ve üçüncü bir tarafın vesayeti olmaksızın yeniden birleşmesi talebimizi yineliyoruz. Sorunun devam etmesi ve çıkmaz, Kıbrıs sorununu çözme çabalarını daha da zorlaştırmaktadır.  Kınamanın yanı sıra hiçbir koşulda kayıtsız kalmamalıyız, ülkemiz işgal altında olduğu için zorluklara, hayal kırıklıklarına ve Türk tarafının yarattığı sorunlara rağmen sürekli olarak inisiyatif üstlenmeliyiz.” 

GKRY lideri Nikos Hristodulidis, tam da bu çerçevede göreve geldiği ilk günden itibaren çıkmazı aşmak için inisiyatif üstlendiğini söyledi.

Hristodulidis “bir an önce müzakere masasına dönebilmek ve diyalog yoluyla, BM kararları ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nin üyesi olduğu ve Kıbrıs sorununun olası bir çözümünden sonra da üyesi olmaya devam edeceği AB’nin ilke ve değerleri doğrultusunda, arzu edilen, yaşayabilir ve işlevsel bir çözüme ulaşabilmek için çabalarını yoğunlaştırdığını belirtti.

Hristodulidis sözlerine şöyle devam etti:

“Ne istediğimizi, ne aradığımızı netleştirmemiz gerektiğinde ısrar edenlere cevap olarak biz bariz olanı istiyoruz. Güvenlik ve siyasi istikrar koşullarında yaşamak... BM Genel Sekreteri’nin 2017’de haklı olarak söylediği gibi, barış ve yaratıcılığın olduğu, tüm meşru sakinlerine temel insan haklarını garanti eden ve kalkınma ve refah için gerekli koşulları yaratan normal bir ülkenin vatandaşları olmak istiyoruz. Çocuklarımıza yarın korkusu olmadan yaşama hakkı vermek istiyoruz. İstediğimiz şey budur, çok iyi bildiğimiz şey budur, daha azı değil. Türkiye’yi - çünkü Türkiye ile müzakere ettiğimizi çok iyi biliyoruz - yanlış ve maksimalist hedefleri bir kenara bırakarak, samimi müzakereler yapmaya ve evet, sadece Kıbrıs sorununun çözümü yoluyla karşılıklı yarar sağlayacak bir duruma yol açabilecek müzakereler yapmaya çağırıyoruz.”

GKRY lideri Nikos Hristodulidis ayrıca “işgalin sonuçlarının ortadan kaldırılması, ülkenin özgürleştirilmesi ve yeniden birleştirilmesi için verilen mücadelenin, Kıbrıs halkının haklılığının kanıtlanmasıyla sınırlı olmadığına dikkat çekti.

Hristodulidis “ancak bu mücadelenin sonucu, bugün yaşadığımız Ukrayna’nın yasadışı Rus işgali gibi benzer durumlarda haklı olarak yaptığı gibi, hukukun en yüksek ilkelerini koruma yükümlülüğü olan uluslararası kapasitenin kendisine, Kıbrıs’ın yasadışı Türk işgalinden hiç de farklı olmayan, her türlü zorba ve gaspçı karşısında halkların özgürlüğünü koruma sorumluluğu olan uluslararası topluma yansımaktadır” dedi.

GKRY lideri Nikos Hristodulidis ayrıca Güney Kıbrıs’ın Gazze’deki insani krizin ele alınması amacıyla insani yardım koridorları oluşturulmasına yönelik girişimine de atıfta bulundu.

Hristodulidis, İsrail ve Gazze’de yaşananlara atıfta bulunarak, “Kıbrıs Cumhuriyeti, kilit jeopolitik ve jeostratejik konumunu, hem İsrail hem de Arap dünyasıyla mükemmel diplomatik ilişkilerini kullanarak sahip olduğumuz en değerli şeydir, Uzun yıllara dayanan sağlam bağlara sahip olduğumuz ve bölgeye komşu bir AB üyesi olarak Gazze’deki insani krize yönelik insani yardım koridorlarının oluşturulmasına yönelik uluslararası çabalarda imkânları dâhilinde aktif bir rol oynamaya çalışıyor. Ülkemizin bölgede yaşananlar gibi büyük krizlerin aşılmasında önemli bir katkısı olmasını, barış ve işbirliği köprüsü olmasını, pratikte bir güvenlik ve istikrar unsuru olmasını istiyoruz. Bu tür girişimlerle, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik çabalarda en önemli kalkanımız olan ülkemizin, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin uluslararası konumunu da güçlendiriyoruz” dedi.  

GKRY lideri Nikos Hristodulidis, “işgal altındaki toprakların unutulmamasının” önemine dikkat çekti.

Hristodulidis “Geri dönüş umudunun besini, doymak bilmez zamanın panzehiri olarak unutkanlığa karşı direniş, vatanımızla ilgili mücadelemizdeki en güçlü silahtır. Bu nedenle Hükümet ve zaman içinde tüm Hükümetler, işgal altındaki Kıbrıs’ın hafızasının yok olmamasına katkıda bulunan eylemlerin güçlendirilmesini ve zenginleştirilmesini aktif olarak desteklemektedir. İşgal altındaki Belediyelerin ve Muhtarlıkların bunda en belirleyici rolü oynadığını belirterek, sundukları her şey için Kıbrıs Devleti adına kendilerine teşekkür ediyorum” dedi.

Hristodulidis konuşmasının sonunda, “tarihi sorumluluğunun ağırlığının tamamen farkında olarak, işgalin oldubittilerini iptal etme ve bu uzun süredir acı çeken ülkeyi yeniden birleştirme temel hedefiyle tek bir akılla ilerlemeye aynı kararlılık ve aynı metodik yaklaşımla devam edeceğini” söyledi.