Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Güvenlik Konseyi’nin 4 Mart 1964 tarihli 186 sayılı kararının 57. yıl dönümünde Kıbrıs konusuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.  

TATAR: "KIBRIS'TA ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN ANA NEDENİ 1964 TARİHLİ BMGK KARARI"

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 4 Mart 1964 tarihli BM Güvenlik Konseyi kararı ile ilgili değerlendirmelerde bulunarak, "Kıbrıs’ta yıllardan beri devam eden çözümsüzlüğün ve Rum uzlaşmazlığının ana nedeni bu karardır" dedi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Güvenlik Konseyi’nin 4 Mart 1964 tarihli 186 sayılı kararının 57. yıl dönümünde Kıbrıs konusuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.  

TATAR: "KIBRIS'TA ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN ANA NEDENİ 1964 TARİHLİ BMGK KARARI"

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 4 Mart 1964 tarihli BM Güvenlik Konseyi kararı ile ilgili değerlendirmelerde bulunarak, "Kıbrıs’ta yıllardan beri devam eden çözümsüzlüğün ve Rum uzlaşmazlığının ana nedeni bu karardır" dedi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 4 Mart 1964 tarihli BM Güvenlik Konseyi kararı ile ilgili değerlendirmelerde bulunarak, “ABD’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Ledsky de bu kararın siyasi bir karar olduğunu açıklamıştı” dedi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Güvenlik Konseyi’nin 4 Mart 1964 tarihli 186 sayılı kararının 57. yıl dönümünde Kıbrıs konusuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.  

Siyasi ve haksız olan bu kararın, Kıbrıs’ta yıllardan beri devam eden çözümsüzlüğün ve Rum uzlaşmazlığının ana nedeni olduğunu belirten Tatar, bu kararla 'Kıbrıs’ın tek meşru hükümeti' olarak tanınan Rum Yönetiminin, Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitliğini, egemenliğini ve bütün haklarını yok saydığını ve halka azınlık statüsü önerdiğini belirtti.

 

“BM parametreleri” denilerek dayatılmaya çalışılan çözüm şekli ile hala daha izolasyon ve ambargolara maruz kalındığını dile getiren Tatar, "Bunun temel nedeni de bu haksız karardır" dedi.

Tatar'ın söz konusu açıklaması şöyle...

“Kıbrıs’ta çözümsüzlüğün ve Rum uzlaşmazlığının ana nedenlerinden biri olan BM Güvenlik Konseyi’nin 4 Mart 1964 tarihli, 186 sayılı siyasi ve haksız kararının 57. yıl dönümündeyiz. 

Kıbrıs Türk halkını yok etmek ve adayı Yunanistan’a ilhak etmek için Akritas Planı doğrultusunda 21 Aralık 1963 tarihinde başlayan Rum saldırılarında, Kıbrıs Türk halkı silah zoruyla eşit ve kurucu ortağı olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti’nden dışlanırken, katliamlar ve soykırım da devam ediyordu. 

Türk savaş uçaklarının 25 Aralık 1963 günü Lefkoşa semalarında uçmasından sonra ateşkes sağlanmış, soruna çözüm bulabilmek umuduyla 1964 Ocak ayında Kıbrıs Türk ve Rum tarafları ile garantör ülkelerin katıldığı Londra konferansı toplanmıştı. Rum-Yunan ikilisinin olumsuz tutumu sonucunda Londra konferansı başarısızlıkla sonuçlanırken, Kıbrıs Türk halkına yönelik saldırılar daha da yoğunlaşmış ve Türkiye, Kıbrıs Türk halkının güvenliğinin sağlanabilmesi amacıyla 13 Şubat 1964 günü BM Güvenlik Konseyi’ne başvurmuştu. 

'Önce Kıbrıs’a BM Barış Gücü’nü gönderelim, akan kanı durduralım, sonra gerisine bakarız, bu kararı değiştiririz' denilerek alınan BM Güvenlik Konseyi’nin 4 Mart 1964 tarihli, 186 saylı kararıyla Kıbrıs Cumhuriyeti’ni Rum devletine dönüştüren Rum Yönetimi 'Kıbrıs’ın tek meşru hükümeti' olarak tanınır. 

 

BM Güvenlik Konseyi’nin 4 Mart 1964 tarihli kararı siyasi mülahazalarla alınmış bir karar olup, ABD’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Nelson Ledsky de, Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf R. Denktaş ile yaptığı bir görüşmede, bu kararın siyasi bir karar olduğunu teyit ederken, şöyle demişti; 

 

'1964’ün dosyalarını incelettim. BM Güvenlik Konseyi’nce alınan bu kararın hukuki temellere dayanan bir karar olmadığı, siyasi mülahazalarla alınmış bir karar olduğunu tespit ettim.'

İşte siyasi ve haksız olan bu karar, Kıbrıs’ta yıllardan beri devam eden çözümsüzlüğün ve Rum uzlaşmazlığının ana nedenidir. Bu kararla 'Kıbrıs’ın tek meşru hükümeti' olarak tanınan Rum Yönetimi, halkımızın siyasi eşitliğini, egemenliğini ve bütün haklarını yok saymakta ve halkımıza azınlık statüsü önermektedir. “BM parametreleri” denilerek dayatılmaya çalışılan çözüm şekli ile hala daha maruz kaldığımız izolasyon ve ambargoların temeli de bu haksız karardır. 

Hala daha yürürlükte olan bu karar nedeniyle Rum tarafı anlaşmaya yanaşmamakta, kendisini tüm Kıbrıs’ın tek sahibi görmekte ve hakimiyetçi zihniyetini sürdürmektedir. Bu haksız karar ortada durdukça Rum tarafı anlaşmaya yanaşmayacaktır. 

Bu karardan ve 'Kıbrıs’ın tek meşru hükümeti' olarak tanınmasından cesaret ve güç alan Rum tarafı, 1968 yılından bu yana devam eden bütün müzakere süreçlerindeki olumsuz ve uzlaşmaz tutumunu hala daha sürdürürken, Annan Planı referandumu ve Mont Pelerin ile Crans Montana görüşmelerinin de başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olmuştur.  

Tüm bunlar federasyona dayalı çözüm modelinin çöktüğü gerçeğini gözler önüne sererken, Kıbrıs’ın ve bölgenin gerçeklerine uygun olarak egemen eşitlik temelinde yan yana yaşayan iki devletin iş birliğine dayalı çözüm modeli tarafımızdan gündeme getirilmiş olup, bu çözüm modeli bölgenin en büyük ve en güçlü devleti olan Türkiye Cumhuriyeti tarafından da desteklenmekte ve uluslararası alanda da büyük ilgi görmektedir. 

Cenevre’de 27-29 Nisan’da yapılacak olan gayri resmi 5+BM toplantısına yönelik olarak hazırlık ve girişimlerimiz devam ederken, gündeme getirdiğimiz çözüm modeli Cenevre’de masaya getirilecektir. Bu konuda kararlıyız ve geri adım atmayacağız. Uğraşımız ve temennimiz Kıbrıs’ın ve bölgenin yararına olacak şekilde gündeme getirdiğimiz çözüm modelinin hayata geçirilmesidir.”

RUMLARLA ORTAK ZEMİN HAYAL!!! BİRLEŞİK KIBRIS İMKANSIZ…                                                                                                            KIBRIS TÜRK HALKINI VE İRADESİNİ YOKSAYAN RUM YÖNETİMİ İLE ORTAK DEVLET KURMAK İSTEYEN İÇİMİZDEKİ RUM SEVİCİLER TEK KELİME İLE HAİNDİR.

5+1 GAYRIRESMİ KIBRIS KONFERANSI ÖNCESİNDE DİSİ LİDERİ NEOFİTU VE  AKEL LİDERİ DÜN BİRARAYA GELEREK DEĞERLENDİRMEDE BULUNDULAR,GERÇEK YÜZLERİNİ GÖSTERDİLER..

HEDEFLERİ ADAYI ELENLEŞTİRMEK

“İKİ BÖLGELİ, İKİ TOPLUMLU FEDERASYONDAN ASLA SAPMAYIZ”

 “İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMÜ VEYA KONFEDERASYONU REDDEDİYORUZ”

"ÇÖZÜM BİZİ GARANTİLERDEN VE İÇİŞLERİMİZE MÜDAHALE HAKKINDAN KURTARMALI, AYNI ZAMANDA İŞGAL ASKERLERİNDEN DE KURTARMALI”

Güney Kıbrıs’ta iktidardaki Disi Başkanı Averof Neofitu dün  ana muhalefet AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu'yu ziyaret etti.İki lider görüşme sonrasında gazetecilere açıklamalarda bulundu. Neofitu ve Kiprianu iki devletli çözümü veya konfederasyonu reddettiklerini açıkladı.

KİPRİANU: “Kıbrıs sorununun çözüm çerçevesinin BM’nin ilgili kararlarında yorumlandığı şekilde siyasi eşitliğin olacağı iki bölgeli iki toplumlu federasyon olması ve çözümün Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamını teşkil edecek Birleşik Kıbrıs’a götürmesi gerektiğinde ısrar ediyoruz”

Andros Kiprianu, çözümün tek egemenliği, tek vatandaşlığı, tek uluslararası kimliği olacak bir devlete götürmesi, yurdumuzu ve halkımızı işgal ordularından, garantilerden ve içişlerimize müdahale hakkından kurtarması; ülkeyi, halkı ve kurumları birleştirmesi gerektiğini söyledi. 

NEOFİTU:  “Tüm taraflar aynı fikirde olmadıkça, anlaşmanın temelini değiştirmek için trilyonda bir şans yoktur.”

“Bunu yüksek sesle ve net bir şekilde söylüyoruz: iki devlet ya da konfederasyon söz konusu değil.”

RUMLARLA ORTAK ZEMİN HAYAL!!! BİRLEŞİK KIBRIS İMKANSIZ…                                                                                                             KIBRIS TÜRK HALKINI VE İRADESİNİ YOKSAYAN RUM YÖNETİMİ İLE ORTAK DEVLET KURMAK İSTEYEN İÇİMİZDEKİ RUM SEVİCİLER TEK KELİME İLE HAİNDİR.

5+1 GAYRIRESMİ KIBRIS KONFERANSI ÖNCESİNDE DİSİ LİDERİ NEOFİTU VE  AKEL LİDERİ DÜN BİRARAYA GELEREK DEĞERLENDİRMEDE BULUNDU,GERÇEK YÜZLERİNİ GÖSTERDİ..

“İKİ BÖLGELİ, İKİ TOPLUMLU FEDERASYONDAN ASLA SAPMAYIZ”

“İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMÜ VEYA KONFEDERASYONU REDDEDİYORUZ”

"ÇÖZÜM BİZİ GARANTİLERDEN VE İÇİŞLERİMİZE MÜDAHALE HAKKINDAN KURTARMALI, AYNI ZAMANDA İŞGAL ASKERLERİNDEN DE KURTARMALI”

Güney Kıbrıs’ta iktidardaki Disi Başkanı Averof Neofitu dün  ana muhalefet AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu'yu ziyaret etti.İki lider görüşme sonrasında gazetecilere açıklamalarda bulundu. Neofitu ve Kiprianu iki devletli çözümü veya konfederasyonu reddettiklerini açıkladı.

KİPRİANU: “Kıbrıs sorununun çözüm çerçevesinin BM’nin ilgili kararlarında yorumlandığı şekilde siyasi eşitliğin olacağı iki bölgeli iki toplumlu federasyon olması ve çözümün Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamını teşkil edecek Birleşik Kıbrıs’a götürmesi gerektiğinde ısrar ediyoruz”

Andros Kiprianu, çözümün tek egemenliği, tek vatandaşlığı, tek uluslararası kimliği olacak bir devlete götürmesi, yurdumuzu ve halkımızı işgal ordularından, garantilerden ve içişlerimize müdahale hakkından kurtarması; ülkeyi, halkı ve kurumları birleştirmesi gerektiğini söyledi. 

NEOFİTU:  “Tüm taraflar aynı fikirde olmadıkça, anlaşmanın temelini değiştirmek için trilyonda bir şans yoktur.”

“Bunu yüksek sesle ve net bir şekilde söylüyoruz: iki devlet ya da konfederasyon söz konusu değil.”

AKEL Genel Sekreteri Kiprianu, Kıbrıs sorunu gündemiyle DİSİ Genel Başkanı Neofitu’yla bir araya geldi

AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu bugün DİSİ Genel Başkanı Averof Neofitu ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından yaptığı açıklamada buluşmalarında dolayı Neofitu’ya teşekkür etti ve son günlerde Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili olarak ortaya koyduğu görüşlerle AKEL’in yıllardır dile getirdiği tezlere hoş geldiğini ifade etti. 

AKEL’in Kıbrıs sorununun çözümü için diyaloğu hiçbir zaman reddetmediğini, çünkü ülkemizin ve halkımızın hayatta kalmasının ve geleceğinin küçük partisel çıkarların ve dar görüşlü yaklaşımların ötesine geçmesi görüşünde olduğunu dile getiren Kiprianu, ülkemizin ve halkımızın umudunun ve geleceğinin olmasını sağlamak için hep birlikte çalışmamız gerektiğini vurguladı. 

Gelişmelerin endişe verici olduğunu, Türkiye’nin saldırganlığını ve uzlaşmazlığını tırmandırdığını, girişiminde bulunduğu yeni oldubittilerle Kıbrıs’ı nihai taksime daha fazla yaklaştırdığını söyleyen Kiprianu, bu durum karşısında kesinlikle Kıbrıs sorununun çözümü ilkelerinde ısrar edilmesi ve aynı zamanda kararlılık gösterilmesi gerektiğinin altını çizdi. “Ne istediğimize ilişkin net hedeflerimizin olması ve bunları tutarlı bir şekilde talep etmemiz gerekir. Biz gelişmeleri nasıl ele alması gerektiğine dair kapsamlı önerimizi 8 Aralık’ta Cumhurbaşkanı Anastasiadis’e sunduk. Kıbrıs sorununun çözüm çerçevesinin BM’nin ilgili kararlarında yorumlandığı şekilde siyasi eşitliğin olacağı iki bölgeli iki toplumlu federasyon olması ve çözümün Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamını teşkil edecek Birleşik Kıbrıs’a götürmesi gerektiğinde ısrar ediyoruz” diye konuşan Andros Kiprianu, çözümün tek egemenliği, tek vatandaşlığı, tek uluslararası kimliği olacak bir devlete götürmesi, yurdumuzu ve halkımızı işgal ordularından, garantilerden ve içişlerimize müdahale hakkından kurtarması; ülkeyi, halkı ve kurumları birleştirmesi gerektiğini söyledi.

Bu temelde DİSİ Genel Başkanı Neofitu’yla çok samimi bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirten AKEL Genel Sekreteri Kiprianu, AKEL’in muhalefette olduğunun, birçok konuda hükümet ve DİSİ tarafından ortaya koyulan politikalara karşı çıktığının çok iyi bilindiğini ancak Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili olarak yukarıda belirttiği tespitler üzerinde birlikte bir ortak sonuca vardıkları görüşünü ifade etti. Kıbrıs sorununun çözüme kavuşturulmasının her şeyin üstünde olduğunu tekrarlayan Kiprianu, hükümetin uyguladığı politikalar karşısında AKEL’in ortaya koyduğu tutumdan bağımsız olarak eğer Cumhurbaşkanı Kıbrıs sorununda doğru tutumlar ortaya koyup ilkelerde tutarlılık ve ısrarla ilerleme kararlılığını gösterdiği takdirde AKEL’in tarihsel sorumluluklarını üstlenerek süreci destekleyeceğini, çünkü ülkenin geleceğinin söz konusu olduğunu ve daha fazla kaybedilecek zamanın kalmadığını vurguladı. 

Andros Kiprianu, Nisan ayı sonunda gerçekleştirilecek gayri resmi konferansın en iyi şekilde değerlendirilmesi, iki toplumun üzerinde anlaşmaya varmış olduğu çözüm çerçevesine Türkiye’yi geri döndürmek için ortaya koyulacak argüman ve tutumlarla, mümkün olan en kısa sürede anlaşmaya varılması hedefiyle özlü müzakerelerin kısa sürede yeniden başlaması sonucuna ulaşılması gerektiğini dile getirdi. “Bizim için zemin BM’nin ilgili kararları, Doruk Antlaşmaları, uluslararası hukuk, AB ilkeleri ve tabii ki BM Genel Sekreteri’nin sunduğu çerçeve, bugüne kadar varılan görüş birlikleri ve 14 Şubat Ortak Açıklamasıdır” diye konuşan AKEL Genel Sekreteri, bu çerçevede özlü müzakerelerin yeniden başlayabilmesi için gerekli olan esnekliğin gösterilmesi ve mümkün olan en kısa sürede sonuca ulaşılması gerektiğini söyledi. İlgili tüm taraflar Kıbrıs sorununun çözümü için siyasi irade ortaya koyduğu takdirde anlaşmaya varmak için çok zamana gerek olmadığını da belirten Kiprianu, DİSİ Genel Başkanı ile gerçekleştirdiği özlü görüşmeden dolayı kendisine teşekkürlerini dile getirerek, Kıbrıs’ın çıkarlarına hizmet etme amacıyla tüm siyasi partilerle görüşmeye açık olduğunu dile getirdi. 

 

 

 

 

 

 

 

 

 




  • RMMO KOMUTANI ZERVAKİS’İN KORONAVİRÜS TESTİ POZİTİF ÇIKTI ... +Detaylı Bilgi
  • LİMASOL’DA PROTESTO GÖSTERİLERİ ... +Detaylı Bilgi
  • NURİS: ANASTASİADİS’İN “KULLANIM KAYBI TAZMİNATI” VAADİ YERİNE GETİRİLEMEZ ... +Detaylı Bilgi
  • HER 10 RUM’DAN 6’SI GÜNEY KIBRIS’TAKİ DEVLETİN “YOLSUZLUK DEVLETİ” OLDUĞUNA İNANIYOR ... +Detaylı Bilgi
  • RUM SAVUNMA BAKANI’NDAN TÜRKİYE’YE ELEŞTİRİ ... +Detaylı Bilgi
  • ROLANDİS: “KAYBEDİLMİŞ FIRSATLAR, KAYBEDİLMİŞ VATANLARA GÖTÜRÜR” ... +Detaylı Bilgi
  • ŞİLLURİS: “KIBRIS SALDIRGAN VE YAYILMACI GÜÇLERE KARŞI KENDİNİ SAVUNMAYA HAZIRDIR” ... +Detaylı Bilgi
  • İNSAN HAKLARI İZLEME ÖRGÜTÜ: GÜNEY KIBRIS’TA, DÜZENSİZ GÖÇMENLERE KÖTÜ MUAMELE YAPILIYOR ... +Detaylı Bilgi