Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cenevre’de Nisan sonunda gerçekleştirilecek Kıbrıs konusundaki gayriresmi 5+1 konferans öncesinde Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) değerlendirmelerde bulundu

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cenevre’deki, 5+1’den sonuç çıkmaması halinde Kıbrıs Türk tarafı açısından kaybedecek bir şeyi olmadığını yineleyerek, yaptıkları atılımlarla KKTC’yi ihya etmenin çok da uzak olmadığını söyledi.  Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’nın da kısa süre önce KKTC’nin her alanda yanlarında olduklarını ve yeni atılımlar üzerinde çalıştıklarını açıkladığına dikkat çekti.

Tatar, ulusal mücadelelerin kolay çözülmediğini Cenevre’den ne sonuç çıkarsa çıksın kendilerinin dik duruşlarını sürdüreceğini vurguladı.

CUMHURBAŞKANI TATAR:“CENEVRE FEDERAL TEMELDE BİR ANLAYIŞIN TÜKENDİĞİNİ ANLATMA FIRSATI”

 

“İKİ DEVLETLİLİKTEN BAŞKA YOL YOK”

“DENKTAŞ EKOLÜNÜN TEMSİLCİSİYİM”

 

*“RUMLARıN KARŞISINDA "ANLAŞMAYA MAHKUM, DAYATMAYLA ÇÖZÜME EVET DİYECEK BİR KIBRIS TÜRK TARAFIYOKTUR “

*"CENEVRE'DEN SONUÇ ÇIKMAZSA KAYBEDECEK BİR ŞEYİMİZ YOK... KKTC’Yİ İHYA ETMEK ÇOK UZAK DEĞİL”

*“SÜREÇ ARTIK FARKLI OLACAK, BM DE YENİ FİKİRLERE AÇIK”

*“ARTIK KIBRIS DA DOĞU AKDENİZ DE AYNI DEĞİL”

*“TÜRKİYE’NİN POLİTİKASINA UYUMLU SİYASETİMİZ, İCRAATLARIMIZ VE MARAŞ AÇILIMIYLA, KKTC’NİN STATÜSÜ YÜKSELMİŞTİR”

 *“CUMA GÜNÜ BORRELL, PAZARTESİ GÜNÜ LUTE İLE GÖRÜŞECEĞİM. ARDINDAN GELECEK HAFTA İÇİNDE SİYASİ PARTİ LİDERLERİ İLE BİRARAYA GELECEĞİM”

 

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cenevre’de Nisan sonunda gerçekleştirilecek Kıbrıs konusundaki gayriresmi 5+1 konferans öncesinde Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) değerlendirmelerde bulundu

CUMHURBAŞKANI TATAR:“CENEVRE FEDERAL TEMELDE BİR ANLAYIŞIN TÜKENDİĞİNİ ANLATMA FIRSATI”

“İKİ DEVLETLİLİKTEN BAŞKA YOL YOK”

“DENKTAŞ EKOLÜNÜN TEMSİLCİSİYİM”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cenevre’deki, 5+1’den sonuç çıkmaması halinde Kıbrıs Türk tarafı açısından kaybedecek bir şeyi olmadığını yineleyerek, yaptıkları atılımlarla KKTC’yi ihya etmenin çok da uzak olmadığını söyledi.  Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’nın da kısa süre önce KKTC’nin her alanda yanlarında olduklarını ve yeni atılımlar üzerinde çalıştıklarını açıkladığına dikkat çekti.

Tatar, ulusal mücadelelerin kolay çözülmediğini Cenevre’den ne sonuç çıkarsa çıksın kendilerinin dik duruşlarını sürdüreceğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cuma günü AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’le, Pazartesi günü de BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs konusunda görevlendirdiği üst düzey BM yetkilisi Jane Holl Lute ile görüşeceğini, ardından da tüm siyasi partilerle tek tek biraraya geleceğini, Cenevre’ye gitmeden önce ve sonrasında da Meclis’e giderek bilgi vereceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cenevre’de Nisan sonunda gerçekleştirilecek Kıbrıs konusundaki gayriresmi 5+1 konferans öncesinde Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) değerlendirmelerde bulundu

"CENEVRE FEDERAL TEMELDE BİR ANLAYIŞIN TÜKENDİĞİNİ ANLATMA FIRSATI… KATILACAĞIMIZI GENEL SEKRETERE İLETTİK"

Nisan sonunda Cenevre’de gerçekleştirilecek 5+1 konferansa davet aldıklarını ve katılacaklarına dair cevaplarını ilettiklerini söyleyen Tatar, herkesin farklı fikirleri olabileceğini ancak kendileri için bu toplantının öneminin yıllardır tartışılan federal temelde bir anlayışın tükendiğini anlatma fırsatı yakalamaları olduğunu vurguladı.

Tatar, bunun en iyi Birleşmiş Milletler (BM) tarafından bilindiğini çünkü bu görüşmelerin BM’nin iyi niyet misyonuyla gerçekleştirildiğini söyleyerek, bu konunun dünyanın gündemine Annan Planı’yla oturduğunu belirtti.

Annan Planı döneminde Kıbrıs Türk halkının büyük bir fedakarlık, özveri göstererek referandumda evet dediğini ve tabuları yıktığını hatırlatan Tatar, karşı taraf hayır dedi ve AB’ye alınmak suretiyle ödüllendirildi, konu daha da karmaşık hale geldi” dedi.

“SÜREÇ ARTIK FARKLI OLACAK, BM DE YENİ FİKİRLERE AÇIK”

Crans Montana’da da federal temelli bir anlaşma için çok çalışıldığını, ilk kez 5’li bir masada ciddi meselelerin konuşulduğunu ve “burası son şans, son denemedir” dendiğini, dönemin Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın da "bizim neslimizin son denemesidir" dediğini ancak sonuca ulaşılamadığını hatırlatan Tatar, “bu saatten sonra eğer bir süreç başlayacaksa bu defa farklı olacak” dedi.

BM Genel Sekreteri’nin de bu bakış açılarını olumlu bulduğunu “evet BM Güvenlik Konseyi kararı vardır fakat bu toplantıda yeni fikirlere de açığım” dediğini anımsatan Tatar, fikirlerine muhalif olanlara da cevabının bu olduğunu belirtti.

Tatar sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz önemli bir adım atıyoruz.  Yıllardır savunduğumuz fikirlerimizi, dünyanın gündemine getireceğiz ve oradaki yetkililere 50 yıldır yapılan bu federasyon görüşmelerinden ve devamında Annan Planı’nda ve Crans Montana’da da bir sonuç çıkmadığını anlatacağız. Ben demokratik bir düzen içerisinde bu fikirlerimi açık ve net şekilde söyleyerek seçildim.  Dolayısıyla adil kalıcı sürdürülebilir bir anlaşma olacaksa bunun temeli, egemen eşitliğe dayanan, iki devletin işbirliğinde olması gerekir. Zaten şu anda da öyledir”

“İKİ DEVLETLİLİKTEN BAŞKA YOL YOK”

Kıbrıslı Türklerin 1963’den beri sırasıyla, yerel komite, geçici Kıbrıs Türk Yönetimi, sonra Kıbrıs Otonom Türk yönetimi, 1974’ten sonra Kıbrıs Türk Federe Devleti ve 1983’den beri de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak kendi kendini yönettiğini vurgulayan Tatar, “kimse bunu inkar da edemez elimizden de alamaz, bizim devlet olma özelliklerimiz Kıbrıs Türk halkı olarak vardır” dedi.

Devlet yapısının tüm kurumlarıyla mevcut olduğunu, KKTC’nin belki siyasi anlamda Türkiye dışında tanınmadığını "gerçi zaten öyle bir çalışma da yapılmadığını" dile getiren Tatar, KKTC’nin 100’den fazla ülke ile gerek ticari gerek ise eğitim alanında münasebeti olduğuna işaret etti.

İki Devletliliğin altında ne var diye sorulduğunda, “halkım var devletim var mücadelem var karşı taraftan iyi niyet görmediğimiz için tüketilmiş federal fırsatların kaçırılması var” denilebileceğini ifade eden Tatar, tüm bunların birleşmesiyle güçlü bir pozisyon çıktığını çünkü başka bir yol olmadığını söyledi.

Tatar, iki tarafın onayıyla bir anlaşmaya varılamaması durumunda alternatiflerinin, KKTC’nin güçlendirilmesi, dünyaya açılması, Türkiye’nin desteğiyle başka çabalara girmek olduğunu ve Cenevre’ye bunu anlatmaya gideceklerini belirtti.

Gerçekleştirdiği temaslarda, AB yetkilileri, başka ülke temsilcileri olsun tüm bunları kendisiyle istişare ettiklerini ifade eden Tatar, kendilerini dinlemeye hevesli olduklarını gözlemlediğini, dolayısıyla attıkları adımlarda Türkiye’nin tam desteğini almalarının da kendilerini güçlendirdiğini vurguladı.

“ARTIK KIBRIS DA DOĞU AKDENİZ DE AYNI DEĞİL”

Artık Kıbrıs’ın da Doğu Akdeniz’in de aynı olmadığını şartların çok değiştiğini, beklenenin kendi önerilerinde yer verdiği kriterlere evrildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, “uzun vadeli iyi niyete dayalı sürdürülebilir bir anlaşma istiyorsanız bunun gerçeklere dayalı olması lazım. Kıbrıs’ın gerçekleri de bellidir” dedi.

Tatar, hiçbir şeyin aynı olmadığını dengelerin değiştiğini Türkiye’nin bizim arkamızda olduğunu Doğu Akdeniz’de lehimize değişiklikler olduğunu ve Kıbrıs’ın daha da önemli hale geldiğini belirterek, Türk politikasına uyumlu siyasetleri, icraatları ve Maraş açılımıyla, KKTC’nin statüsünün yükseldiğine işaret etti.

“ALTERNATİF KKTC’NİN DEVAMIDIR DOLAYISIYLA BİZİM KAYBEDECEK BİRŞEYİMİZ YOK”

Görevlerinin tüm bunları halka ve dünyaya anlatmak olduğunu ve bu amaçla çalıştıklarını söyleyen Ersin Tatar, “Gerçekten bize hak verdiklerini görüyorum ama onlar son söz olarak anlaşma olabilmesi için iki tarafın da onay vermesi gerektiğini söylüyorlar” dedi.

Buradaki önemli noktanın iki tarafın da onay vermesi olduğunu, bunun için de Kıbrıs Türk halkının da bunu benimseyip onaylaması gerektiğini yineleyen Tatar, “eğer Kıbrıs Türk halkı onaylamazsa alternatif KKTC’nin devamıdır dolayısıyla bizim kaybedecek bir şeyimiz yok” şeklinde konuştu.

Tatar, federal anlamda bir ortaklığın temin edilmesinin artık mümkün olmadığını, bir 50 yıl daha zaman kaybına sebep olmak istemediklerini ayakları yere basan ve gerçekçi bir temelde anlaşmak için gideceklerini belirtti.

“Bizim zaten 1960’dan beri devam eden bir mağduriyetimiz var, Rumlar İngilizi adadan göndermek için 60 anlaşmasına imza atmışlardır, bu anlaşmada iki kurucu halk vardır, yani biz ayrı bir halkız,  Kıbrıs Türk halkı da gücünü buradan alıyor zaten” diyen Tatar, Kıbrıslı Türklerin o zamandan beri mağdur edildiğini Makarios'un anlaşmanın yapılmasının hemen ardından “bizim niyetimiz ortaklık değil İngiliz'in buradan gitmesiyle ENOSİS’e sıçrama tahtası yaratmaktır” şeklinde açıklama belgeleri olduğunu söyledi.

1960 yılından sonra yaşanan mağduriyetlerin suçlusunun Rum Yönetimi ve Yunanistan olduğunu ancak bedel ödeyenin Kıbrıslı Türkler olduğunu ifade eden Tatar, “bu da hesaba yazılmıştır. Kıbrıs Türk halkı çok kayıplar vermiştir” dedi.

Tatar, uluslararası otoritelerden, hukukçulardan aldıkları yazılı görüşlerde, İngiltere’nin egemenliğini adayı terk ederken iki halka devrettiği ve Rum tarafının Kıbrıs Cumhuriyeti'ne tek başına sahip çıkmasının hukuk dışı olduğunun belirtildiğini de anlattı.

Tatar, bunun ulusal bir dava olduğunu ve sonuç elde etmenin yıllar alabileceğini belirtti.

İki egemen eşit devlet temeli baz alınarak yapılan görüşmelerin farklı oluşumlara gidebileceğini ancak bunu şu anda konuşmayı doğru bulmadığını söyleyen Tatar, kendileri için önemli olanın egemenliğin kabul edilmesi olduğunu, egemen demenin devlet demek olduğunu, yani yan yana yaşayan iki devletin varlığının da zaten Annan Planı'nın referanduma sunulmasıyla kabul edildiğini vurguladı.

Tatar, siyasi eşitlik denen kavramın, federasyon tuzağı olduğunu, niyet edilenin zaman içerisinde kuzeye hakimiyeti yaymak olduğunu söyledi.

“HALKIN MENFAATLERİNİ KORUMAK GÖREVİM”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk halkının bunca yıllık mücadelesini sırf anlaşma olacak diye tehlikeye atmayacaklarını halkın menfaatlerini korumak gibi bir görevi olduğunu da kaydetti.

Tatar, bu mücadelenin her zaman Türkiye ile birlikte verildiğini dolayısıyla müşterek menfaatleri de korumak gerektiğini belirterek, Doğu Akdeniz'de sadece Rum tarafı değil; İsrail, Mısır, İtalya gibi ülkelerin de yer almaya çalıştığını ifade etti. Tatar,"Tabii ki Türkiye ile birlikte hareket etmenin Kıbrıs Türk halkı için en doğrusu olduğunu düşünüyorum” dedi.

Özel Temsilci olarak görevlendirilen Ergün Olgun’un yanında güçlü bir ekiple çalıştıklarını dile getiren Tatar, uzun bir müzakere geçmişi olması nedeniyle büyük bir arşiv ve fevkalede bir tecrübeye sahip olduklarını, iyibir ekiple Cenevre’ye gideceklerini belirtti.

Amaçlarının herhangi bir anlaşma durumunda Kıbrıs Türk halkının varlığını ve geleceğini tehlikeye sokmamak olduğunu vurgulayan Tatar, bu noktada da Türkiye’nin garantörlüğünün ne kadar önemli olduğunun görüldüğünü söyledi.

“AB BU KONUYA DAHİL DEĞİL”

Avrupa Birliği’nin ise konuya sonradan dahil olduğunu, Rum Tarafının Annan Planı sonrası AB’ye girişi ve Yunanistan’ın oyunuyla AB’nin de dolaylı olarak dahil olduğunu ancak bu konuda AB’yi muhatap almadıklarını ilettiklerini anlatan Tatar, görüşmeleri 5+1 kapsamında değerlendirdiklerini AB’ye saygılarının sonsuz olduğunu ancak hem Rumların hem Yunanistan’ın içinde olmasının AB’yi taraf yaptığını anlattı.

“DENKTAŞ EKOLÜNÜN TEMSİLCİSİYİM”

Tatar, Denktaş ekolünün bir temsilcisi olduğunu ve onun gibi egemenlikten vazgeçmemeye kararlı olduğunu da vurguladı. Cumhurbaşkanı, kendisine bazı çevrelerce yakıştırılan "çözüm karşıtı" söylemlerinin de, Denktaş’ın ardından cumhurbaşkanı seçilen Mehmet Ali Talat ve Mustafa Akıncı’nın da anlaşma sağlayamamasıyla, kendisinin çıtayı yükseltmesiyle söyleyecek bir şey bulamayanların serzenişleri olduğunu belirtti.

Halkın artık verilen mücadelenin farkında olduğunu ve daha birlik içinde hareket edeceğini de ifade eden Tatar, tüm bunların dünyada da çıtayı yükselttiğini ve destek bulduğunu tek sıkıntının savundukları politikanın sonuç getirip getirmeyeceği olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Tatar, bu politikadan netice alınamayacak diye gidip Kıbrıs Türk halkının geleceğini tehlikeye atacağı bir pozisyona girmelerini de kimsenin onaylayacağına inandığını söyledi. Tatar, “Zaten karşı tarafın federasyon anlayışı ile bizlerin federasyon anlayışı yüzde 100 farklıydı, onlar tek egemenlikte kuzeye yayılmayı hedeflerken, karşıda iki devletli adı federasyon olan bir yapı. Biz şimdi doğru yolu bulduk 'öyle bir federasyona kapımızı kapattık', çıtayı yükselttik” diye konuştu.

"KKTC'Yİ İHYA ETMEK UZAK DEĞİL..."

Cenevre’deki, 5+1’den sonuç çıkmaması halinde kaybedecek bir şeyleri olmadığını yineleyen Tatar, yaptıkları atılımlarla KKTC’yi ihya etmenin çok da uzak olmadığını, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da kısa süre önce KKTC’nin her alanda yanında olduklarını yinelediğini yeni atılımlar üzerinde çalıştıklarını belirterek, ulusal mücadelelerin kolay çözülmediğini kendilerinin dik duruşlarını sürdüreceğini vurguladı.

Tatar, Rumların karşısında "anlaşmaya mahkum, dayatmayla çözüme evet diyecek bir Kıbrıs Türk tarafı" olmadığını, sonuna kadar siyasetlerini savunacaklarını ve hak ettikleri yerlere geleceklerine inandığını belirtti.

Kıbrıslı Türklerin eskiye göre çok farklı bir yerde olduğunu, çok daha deneyimli dünyayla her türlü ilişkiye girebilecek olan bir yapıya sahip olunduğunu kaydeden Tatar, “engel artık zihinlerdedir, onları da aşıyoruz, dünyanın bize yaptığı haksızlıklar onların mahcubiyetidir” dedi.

“SİYASİ PARTİLERLE TEK TEK GÖRÜŞECEĞİM”

5 Mart Cuma günü AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile, 8 Mart Pazartesi günü de BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs konusunda görevlendirdiği üst düzey BM yetkilisi Jane Holl Lute'la görüşeceğini açıklayan Tatar, ardından da gelecek hafta siyasi partilerle tek tek bir araya geleceğini belirtti.  Tatar, Cenevre’ye gitmeden önce ve sonrasında da Meclis’e giderek bilgi vereceğini de söyledi.

Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis ile önceden bir araya gelmenin gündeminde olmadığını dile getiren Tatar, Cenevre’deki toplantıyı sulandıracak bir şeye ihtiyaçları olmadığını kaydetti.

 

Başbakan Ersan Saner, Ankara temasları çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’la bir araya geldi.Saner ile Oktay’ın başbaşa görüşmesinin ardından heyetler arası görüşme yapıldı.Görüşme sonrasında Başbakan Ersan Saner ile Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ortak basın toplantısı düzenledi.Basına yapılan açıklamalar sonrasında Saner ve Oktay 2021 Yılı İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolü imza törenine katıldılar.Protokol Saner ve Oktay tarafından imzalandı.

 

KKTC-TC 2021 Yılı İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolü Başbakan Ersan Saner ve Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay tarafından imzalandı…

TEŞEKKÜRLER TÜRKİYEM

KKTC’YE 3 MİLYAR 250 MİLYON TL KAYNAK

 

SANER:“DÜNYADAKİ ÜLKELERİN IMF’Sİ VAR, BİZİM IMF’MİZ YOK, TÜRKİYE’MİZ VAR”

“YAKLAŞIK 400 MİLYON TL KAYNAK PAKETİ İLE REEL SEKTÖRÜ DESTEKLEME KARARI ALDIK”

*“HER TÜRLÜ DESTEK İÇİN ANAVATANIMIZA TEŞEKKÜR EDERİM”

*“ANAVATAN TÜRKİYE İLE BİRLİKTE YÜRÜDÜKÇE AŞAMAYACAĞIMIZ HİÇBİR SORUNUMUZ YOKTUR”

*“5+BM TOPLANTISINDA, TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE BİRLİKTE ESAS HEDEFİMİZ EGEMEN İKİ AYRI EŞİT DEVLET”

 

OKTAY:“TEMEL HEDEFİMİZ YATIRIMLAR...”

*“AMACIMIZ KENDİ KENDİNE YETEN BİR KKTC EKONOMİSİNİN OLUŞMASINA KATKI VERMEK”

*“KKTC’YE 20 BİN AŞI DAHA GÖNDERİYORUZ”

*“KIBRIS’TA ÇÖZÜM İÇİN TEK YOL İKİ DEVLETLİ MODELDİR, EGEMEN EŞİTLİKTİR

 

BAŞBAKAN SANER: “5+BM TOPLANTISINDA, TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE BİRLİKTE ESAS HEDEFİMİZ EGEMEN İKİ AYRI EŞİT DEVLET”

 

“3 MİLYAR 250 MİLYON LİRALIK KATKI, KKTC’NİN REFAHININ ARTMASI İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR GİRDİ KAYNAĞI OLACAK”

SANER ANKARA’DAKİ BASIN TOPLANTISINDA BUGÜN 20 BİN AŞININ DAHA TÜRKİYE’DEN KKTC’YE GÖNDERİLECEĞİNİ AÇIKLADI

BASIN TOPLANTISININ ARDINDAN 2021 YILI TÜRKİYE–KKTC İKTİSADİ VE MALİ İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASI İMZALANDI

Başbakan Ersan Saner, 5+BM toplantısında, Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte esas hedeflerinin, egemen iki ayrı eşit devlet olduğunu vurgulayarak, Kıbrıs Türk halkının da bu konuda kararlı olduğunu, bu yöndeki iradesini de cumhurbaşkanlığı seçiminde ortaya koyduğunu söyledi.

Saner, 2021 Yılı Türkiye–KKTC İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması’yla bütçe açığının da karşılanması amacıyla, Türkiye Cumhuriyeti’nin destek sağlayacağını, bu çerçevede 3 milyar 250 milyon liralık katkının, KKTC’nin refahının artması için çok önemli bir girdi kaynağı olacağını kaydetti.

Saner, Ankara’daki basın toplantısında, bugün 20 bin aşının daha Türkiye’den KKTC’ye gönderileceğini de açıkladı.

Başbakan Saner ile TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın düzenledikleri basın toplantısının ardından 2021 Yılı Türkiye-KKTC İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması imzalandı. Anlaşmaya Saner ile Oktay imza koydu.

Başbakan Saner, Ankara’da TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’la düzenledikleri basın toplantısında, yaptığı konuşmada, KKTC olarak Anavatan ile her alanda işbirliğinde olduklarını belirtti.

Saner, 1958 yılından başlayan ve bugüne dek süren BM görüşmelerinde hiçbir sonuca ulaşılamadığını tüm dünya ile birlikte gözlemlediklerini kaydetti.

Saner, KKTC halkının, egemen devleti ile bundan sonraki süreçte de yoluna devam ederken Anavatandan aldığı güçle birlikte egemen iki ayrı devlet temelinde bir uzlaşıya her zaman hazır olduğunu vurguladı.

5+BM toplantısında da, Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte esas hedeflerinin, egemen iki ayrı eşit devlet olduğunu ifade eden Saner, Kıbrıs Türk halkının da bu konuda kararlı olduğunu, bu yöndeki iradesini de cumhurbaşkanlığı seçiminde ortaya koyduğunu söyledi.

Saner, bu çerçevede 40 yıldır devam eden çözümsüzlüğün faturasını sadece Kıbrıs Türk halkının ödediğini, bunun da adil olmadığını belirterek, dünyanın bir köşesinde tecrit edilen Kıbrıs Türk halkının Türkiye dışında bir ülkeyle direkt teması olmadığını, bunun da Kıbrıs Türk halkının kaderi olamayacağını vurguladı.

Anavatanın bu kapsamda KKTC’ye hep katkı yaptığını dile getirip her katkıya teşekkür eden Saner, dünyadaki ülkelerin İMF’si olduğunu KKTC’nin de Anavatanı olduğunu kaydetti.

Başbakan Saner, imzalanan protokol çerçevesinde başta Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere tüm katkı sağlayan herkese teşekkür ederek, protokol ile bütçe açığının da karşılanması amacıyla Türkiye Cumhuriyetinin destek sağlayacağını, bu çerçevede 3 milyar 250 milyon liralık katkının, KKTC’nin refahının artması için çok önemli bir girdi kaynağı olacağını söyledi.

“ELİMİ ÇOK GÜÇLÜ KILACAKTIR”

Saner, Oktay’ın geçen günlerde tüm ekibiyle birlikte KKTC’ye gerçekleştirdiği ziyarette imzalanan 4 ayrı protokolün KKTC’ye sağlanan maddi katkının yanında ülkenin altyapısının da gelişmesi ve KKTC’nin tabiri caizse altyapısının dünya ile yarışır bir ülke olması konusunda da çok önemli bir adım atılmasına vesile olacağını ifade etti.

Başta bölünmüş yollar olmak üzere toplamda 322 kilometrelik yolların 2021 ve 2022 yıllarında Türkiye katkıları ile yapılacak olmasından gurur duyduklarını ifade eden Saner, şöyle devam etti:

“Tüm bunların yanında tarım ürünlerinin dünya pazarına ulaşması, Anavatanda ürün alım garantisi verilmesi konusunda atacağınız adımlar bizim için çok önemlidir. Her zaman olduğu gibi burada da yanımızda olduğunuzu bugünkü toplantıda hissetmek benim ülkeye geri dönerken elimi çok güçlü kılacaktır.”

MARAŞ

Maraş konusuna da değinen Başbakan Saner, Rumlar’ın uzlaşmaz tavrına karşılık ezber bozacak bir adım atıldığını ifade ederek, ileri adımların başta halkın kullanımı olmak üzere, AİHM kararlarından da şaşmadan değerlendirilerek atılacağını söyledi.

20 BİN AŞI DAHA

Bunun yanında Covid-19’un getirdiği ekonomik daralmayı KKTC olarak Türkiye Cumhuriyetinin her konuda olduğu gibi bu alanda da verdiği aşı desteğiyle aşacaklarına inanç belirten Saner, 20 bin aşının daha bugün gönderilmesiyle sayının 100 bine ulaşmış olacağına, bu rakamın da güney ile kıyaslandığında çok yüksek bir rakam olduğuna işaret etti.

Saner, bunun da KKTC için rekabet edebilirlik açısından çok önemli olduğunu kaydetti, Anavatana teşekkür etti.

İhtiyacın daha fazla olduğunu ancak aşıyla ulaşmadaki zorluğun ortada olduğunu ifade eden Saner, “KKTC aşısız kalmayacaktır” sözünün kendileri için önemli olduğunu kaydetti.

Bu bağlamda ekonominin ayağa kaldırılması için aşının önemini iyi bildiklerini ve aşı planlamasını sürdürdüklerini ifade eden Başbakan Saner, aşı desteğinin yadsınamayacağını vurguladı, her türlü destek için Anavatan Türkiye’ye teşekkür ettiklerini belirtti.

 

FUAT OKTAY: “TEMEL HEDEFİMİZ YATIRIMLAR...”

*“AMACIMIZ KENDİ KENDİNE YETEN BİR KKTC EKONOMİSİNİN OLUŞMASINA KATKI VERMEK”

*“KKTC’YE 20 BİN AŞI DAHA GÖNDERİYORUZ”

*“KIBRIS’TA ÇÖZÜM İÇİN TEK YOL İKİ DEVLETLİ MODELDİR, EGEMEN EŞİTLİKTİR”

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yarıdımcısı Fuat Oktay, “İmza attığımız bu anlaşmada temel hedefimiz; yatırımlardır. Amacımız KKTC’de çarpan etkisi yüksek alanları güçlendirerek kendi kendine yeten bir KKTC ekonomisinin oluşmasına katkı vermektir” dedi. 

Oktay, bu hafta 20 bin Covid aşısını daha KKTC’ye göndereceklerini belirterek, Türkiye Cumhuriyeti’nin toplam aşı yardımının 100 bine ulaşmış olacağını söyledi. 

Fuat Oktay, “Nisan sonu gerçekleşecek olan gayrı resmi 5+BM toplantısına yaklaşımımız da nettir: çözüm için tek yol iki devletli modeldir, egemen eşitliktir” ifadelerini de kullandı. 

Başbakan Ersan Saner ile Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Türkiye-KKTC “2021 İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması” ile ilgili ortak basın toplantısı düzenledi. 

Basın toplantısında konuşan Fuat Oktay, “KKTC Başbakanı Değerli Kardeşim Ersan Saner’i Ankara’da ağırlamaktan memnuniyet duyuyorum. Buradan Kuzey Kıbrıs’ı da gönülden selamlıyor; Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ve milletimizin en kalbi selamlarını iletiyorum” dedi. 

Oktay, geçen haftalarda, ilgili Bakanlar, Bakan Yardımcıları ve Kurum Başkanlarının bulunduğu geniş bir heyetle KKTC’ye çalışma ziyareti gerçekleştirdiklerini anımsatarak, şöyle devam etti: 

“ANLAŞMANIN TEMELİ KARDEŞLİKTİR”

“Kardeşliğimiz temelinde yükselen işbirliğimizi bu yıl nasıl daha ileri boyutlara taşıyacağımızı istişare edip, somut eylemler üzerinde fikir birliğine varmıştık.

Bugün imzaladığımız İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması hem bu ziyaretimizin hem de bugüne kadar KKTC ile yürüttüğümüz yakın temaslarımızın önemli bir çıktısıdır.
İmza attığımız bu anlaşmada temel hedefimiz; yatırımlardır.
Amacımız KKTC’de çarpan etkisi yüksek alanları güçlendirerek kendi kendine yeten bir KKTC ekonomisinin oluşmasına katkı vermektir.
Bu anlaşma ile KKTC’ye bu yıl 2 buçuk milyar Türk lirası yeni kaynak ayırıyoruz.
Geçen yıldan devreden tutarla birlikte toplam 3 milyar 250 milyon liralık bir destek öngörüyoruz. Anlaşmanın temeli; dayanışmadır, samimiyettir ve kardeşliktir.”

Oktay, KKTC’de “topluma dokunan”, “aksayan yönleri dönüştüren” ve “sürdürülebilir özellikte” pek çok alanda destekler sağlayacaklarını, bu alanları da belirlediklerini söyledi. 

2021 Türkiye-KKTC İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşmasının, yatırım odaklı yapısıyla özellikle ulaşım, haberleşme, ticaret, sanayi, gençlik ve spor ile yerel yönetimler alanında mevcut altyapıyı güçlendirecek eylemlerden oluştuğunu ifade eden Oktay, şunları kaydetti: 

“Sağlık alanında altyapı yatırımları, Karayolu projeleri, KKTC’de yeni bir Organize Sanayi Bölgesi kurulması kapsamında; Türkiye’den bir OSB ile tecrübe paylaşımı ortaklığı oluşturulmasının yanı sıra kurulacak OSB’ye yönelik enerji teşviki ile altyapı destekleri sunulması ve OSB mevzuatı hazırlanması, Bürokrasinin azaltılmasına yönelik KKTC e-devlet işbirliği ve veri merkezi projesi, Uzaktan eğitimde ilk, orta ve lise eğitimini kapsayacak şekilde KKTC- EBA işbirliği, KKTC’de yerel yönetimlerin güçlendirilmesi çalışmaları ve Türkiye’deki belediyeler ile işbirlikleri, Gençlik, spor, turizm ve kültür projeleri bu yıl imzaladığımız anlaşma kapsamında işbirliği yapacağımız alanlardan bir kaçıdır.

Ticaretin güçlendirilmesi yönünde ise önümüzdeki günlerde Ticaret Bakanımız Ruhsar Pekcan KKTC’ye bir çalışma ziyareti gerçekleştirerek fırsata çevirebileceğimiz faktörleri netleştirecektir.

Ayrıca Covid’le mücadele ve Covid’in pek çok sektörde açtığı yaraların sarılması da anlaşma kapsamındadır.

Bu eylemlerin uygulanmasını Sayın Başbakanla birlikte sıkı şekilde takip edecek ilerlemeleri gerek kurumlar arası gerek meslek kuruluşları ve STK’lar arası işbirlikleri ile perçinleyeceğiz.
Daha müreffeh bir KKTC için ihtiyaç duyulan mevzuat değişikliklerinin hayata geçirilmesi ile planlanan eylemlerin daha hızlı şekilde hayat bulacağına inanıyorum.”

Fuat Oktay, Kıbrıs Türkü’nün geleceğe güvenle bakarak, barış, huzur ve refah içinde yaşamaya devam etmesi için Anavatan ve Garantör ülke olarak ellerinden geleni yapmaya devam edeceklerini vurguladı.

KKTC’de gerçekleşen yapısal dönüşümlerin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde destekledikleri kalkınma hamlesinin başarıya ulaşmasının en büyük arzuları olduğunu ifade eden Oktay, şöyle devam etti: 

“ULUSLARARASI ENGELLERİN KALDIRILMASI ELZEMDİR”

“Bununla birlikte KKTC’ye uluslararası alanda haksız şekilde örülmüş suni engellerin biran önce kaldırılması da son derece elzemdir.

Uluslararası toplumun vicdanında ‘ön yargıların hakikatlerin önüne geçmesi’ kabul edilemez.

Kıbrıs meselesinin çözümüne dair Rum tarafının hiçbir zaman hiçbir somut adımı olmamıştır.

Buna rağmen ambargolarla, yok sayılmalarla başbaşa bırakılan, kovidle mücadele gibi bir konuda dahi adeta kaderine terk edilen KKTC halkı olmuştur.

“AŞI HİBELERİNDE YAKLAŞIMLARI ORTADA”

Gönderdikleri aşı sayıları, aşı hibelerine yaklaşımları ortada…

AB, KKTC’ye zikretmeye bile değmeyecek cüzi miktarda aşı gönderebilmiştir.

Biz anavatan ve garantör ülke olarak, elbette buna seyirci kalmadık ve bundan sonra da kalmayacağız.

“20 BİN AŞI DAHA...”

Bu hafta 20 bin Covid aşısını daha KKTC’ye gönderiyoruz. Böylece toplam aşı yardımımız 100 bine ulaşmış oluyor.”

Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Nisan sonu gerçekleşecek olan gayrı resmi 5+BM toplantısına yaklaşımlarının da net olduğunu belirterek, şunları söyledi: 

“ÇÖZÜM İÇİN TEK YOL İKİ DEVLET EGEMEN EŞİTLİKTİR”

“Çözüm için tek yol iki devletli modeldir, egemen eşitliktir.

Şimdi bakıyoruz, Kıbrıs meselesinin neredeyse kangren hale gelmesinin müsebbibi olan Avrupa Birliği, Cenevre’de müzakere masasında yer almayı bekliyor.

Avrupa Birliği’nin bu sürece katacağı hiç bir şey yoktur, dolayısıyla 5+1 toplantısında bulunmalarını kabul etmiyoruz.

Milli davaya olan inancımızla Kıbrıs Türk halkının meşru hakları teslim edilene dek ve kardeşlerimizin Ada’da siyasi eşitliği sağlanana kadar hak ve hakkaniyet mücadelesini sürdüreceğiz.

Türkiye ve KKTC birlikte kazanacak, birlikte başaracak ve birlikte yol yürüyecektir.

Burada bir kez daha Sayın Sanerle birlikte tüm dünyaya ilan ediyoruz; Fikir birlikteliğimiz bakidir; Maraş bölgesinin yeniden hayat bulması yönünde verdiğimiz karardan vazgeçmeyeceğiz!

İki egemen devletli çözüm irademizden geri adım atmayacağız!

KKTC’ye uygulanan haksız ambargoları sineye çekmeyeceğiz!

KKTC’de üreten, hem adaya hem bölgeye katkı veren iş insanlarının, üniversitelerin, turizmcilerin emeklerinin zayi olmasına izin vermeyeceğiz!

KKTC’li gençlerimizin geleceğinin karartılmasına göz yummayacağız!

Cumhurbaşkanımız liderliğinde Türkiye, 1571’den beri adanın asli unsuru olan Türk halkının hakkaniyet mücadelesinde yanındadır ve duruşumuz 1 milim bile şaşmayacaktır.

Bugün olduğu gibi bundan sonra da, şartlar ne olursa olsun, KKTC’nin yanında ve Kıbrıs Türk halkı ile omuz omuza olmaya devam edeceğiz.
Aksini düşünenler her zaman olduğu gibi hayal kırıklığı yaşamaya mahkûmdur.”

Oktay, imzaladıkları 2021 İktisadi Ve Mali İşbirliği Anlaşması’nın iki ülkeye, bölgeye ve KKTC’li her bir kardeşine hayırlı olmasını dileyerek, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar başta olmak üzere KKTC’deki tüm kardeşlerine selam ve sevgilerini iletti.  

2021 Yılı Türkiye –KKTC İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolü’nün detayları paylaşıldı...

Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hükümeti arasındaki “2021 Yılı İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması” dün Ankara’da imzalandı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile Başbakan Ersan Saner’in imza koyduğu “Türkiye-KKTC 2021 Yılı İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolü”, “KKTC’nin Koronavirüs salgın sürecinde yaşadığı sıkıntıların aşılmasını, alt yapısının tamamlanmasını, e-devlet projesinin gerçekleştirilmesini, sektörlerin sorunlarının aşılmasını ve müreffeh bir KKTC yolunda ilerlenmesini” hedefliyor.

Türkiye-KKTC 2021 Yılı İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolü kapsamında, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti; 2 milyar 250 milyon Türk Lirası cinsinden hibe yardımında bulunmayı taahhüt etti.

Söz konusu protokolün detayları şöyle...

"Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti arasındaki iktisadi ve mali işbirliğinin hangi şartlarda sürdürülmesi hususunda anlaşmışlardır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti; İşbu Anlaşmanın eki “2021 yılı Eylem Planı”nda (Ek-1) yer alan reform eylemlerini ve hedefleri karşılarında belirtilen zamanlarda gerçekleştirmeyi, 2022 yılını kapsayan Ekonomik Program teklifini en geç 2021 yılı Ekim ayının sonuna kadar hazırlamayı, taahhüt etmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti; 2.250.000.000 TL’ye (Ek-2) kadar olmak üzere Türk Lirası cinsinden hibe yardımında bulunmayı: Altyapı Yatırım ve Reel Sektör Proje ödeneklerine ilişkin olarak; 2021 yılında tahsis edilen 800.000.000,00 TL,

2020 yılından Geri Dönüş Hesap bakiyesi 16.425.722,61 TL,

2020 yılından devreden 514.026.261,20 TL olmak üzere toplam 1.330.451.983,81 TL (Ek-3.1.2 ve Ek-3.1.3),

Faaliyet ödeneklerine ilişkin olarak; 2021 yılında tahsis edilen 150.000.000,00 TL (Ek-3.1.4),

Savunma ödeneklerine ilişkin olarak; 2021 yılında tahsis edilen 750.000.000,00 TL,

2020 yılından devreden 19.548.016,19TL olmak üzere toplam 769.548.016,19 TL,

1.000.000.000 TL’ye (Ek-2) kadar olmak üzere Türk Lirası cinsinden ABD Doları karşılığı kredi yardımında bulunmayı:

Kamu Sektörü (Cari Bütçe Açığına Katkı) için 800.000.000,00 TL (Ek-3.2 ve Ek- 3.2.1),

Kamu Sektörü (Diğer) için tamamı 2020 yılından devir olarak toplam 200.000.000,00 TL (Ek-3.2 ve Ek-3.2.1)

II. (1) no.lu maddede yer alan hibe yardımları kapsamında “Altyapı ve Reel Sektör için Mali İşbirliği Aracı (ARMA) Projeleri”, “Ankara Kaynaklı Projeler” ve “Faaliyetler” ile II. (2) no.lu maddede yer alan kredileri “İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması Usul ve Esasları” (Ek-3) çerçevesinde kullandırmayı,

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümetinin ihtiyaç duyacağı alanlarda kamu görevlileri aracılığı ile teknik yardım sağlamayı, taahhüt etmiştir.

Diğer Hususlar

Türkiye Cumhuriyeti tarafından taahhüt edilen hibe ve kredi tutarlarının tertipler arasındaki dağılımı Türkiye Cumhuriyeti Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’na göre Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesine konularak belirlenir.

İşbu Anlaşmanın dışında yapılacak diğer yardımlar, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti veya iki ülkenin ilgili Bakanlıkları arasında protokol imzalanmak suretiyle yapılır. Ancak söz konusu yardımlar işbu Anlaşmanın amaçlarına aykırı olamaz.

T.C. Lefkoşa Büyükelçiliği Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği (KEİ) Ofisi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Teknik Heyeti ile istişare içerisinde, Anlaşma eki 2021 yılı Eylem Planında (Ek-1) yer alan eylemlerdeki ilerlemelerin tespit edilmesi amacıyla “Aylık Eylem Planı İzleme Raporu” hazırlar ve ilgili ayı takip eden ayın ilk iş günü Türkiye Cumhuriyeti Teknik Heyetine sunulmak üzere Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs İşleri Koordinatörlüğüne gönderir.

Aylık Eylem Planı İzleme Raporu, Altyapı ve Reel Sektör projeleri için yapılacak ödemeler ile kredi kullanımına yönelik değerlendirmelerde Türkiye Cumhuriyeti Teknik Heyetince gözetilecektir. Türkiye Cumhuriyeti Teknik Heyetince yapılacak değerlendirme neticesinde belirlenen hibe ve krediler, mali ve teknik gerekler ile iktisadi ve mali işbirliği anlaşmalarına uygun şekilde Türkiye Cumhuriyeti Teknik Heyeti'nin ödenek teklifine istinaden Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı'nın onayı üzerine Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine aktarılır.

İşbu Anlaşma kapsamındaki projeler ve 2021 yılı Eylem Planında yer alan eylemlerdeki ilerlemeler ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti ekonomisinin gidişatı Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs İşleri Koordinatörü ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakanlık Müsteşarı başkanlığında Haziran ve Eylül aylarında yapacakları gözden geçirme toplantılarında değerlendirilecektir.

İşbu Anlaşma, tarafların kendi mevzuatları uyarınca yasal işlemleri tamamladıklarını belirten son bildirim tarihinden itibaren yürürlüğe girecektir.

İşbu Anlaşma, iki asıl nüsha olarak 03/03/2021 tarihinde Ankara'da imzalanmıştır."

 

 

 

 

 

 




  • RMMO KOMUTANI ZERVAKİS’İN KORONAVİRÜS TESTİ POZİTİF ÇIKTI ... +Detaylı Bilgi
  • LİMASOL’DA PROTESTO GÖSTERİLERİ ... +Detaylı Bilgi
  • NURİS: ANASTASİADİS’İN “KULLANIM KAYBI TAZMİNATI” VAADİ YERİNE GETİRİLEMEZ ... +Detaylı Bilgi
  • HER 10 RUM’DAN 6’SI GÜNEY KIBRIS’TAKİ DEVLETİN “YOLSUZLUK DEVLETİ” OLDUĞUNA İNANIYOR ... +Detaylı Bilgi
  • RUM SAVUNMA BAKANI’NDAN TÜRKİYE’YE ELEŞTİRİ ... +Detaylı Bilgi
  • ROLANDİS: “KAYBEDİLMİŞ FIRSATLAR, KAYBEDİLMİŞ VATANLARA GÖTÜRÜR” ... +Detaylı Bilgi
  • ŞİLLURİS: “KIBRIS SALDIRGAN VE YAYILMACI GÜÇLERE KARŞI KENDİNİ SAVUNMAYA HAZIRDIR” ... +Detaylı Bilgi
  • İNSAN HAKLARI İZLEME ÖRGÜTÜ: GÜNEY KIBRIS’TA, DÜZENSİZ GÖÇMENLERE KÖTÜ MUAMELE YAPILIYOR ... +Detaylı Bilgi