ÖZEL HABER

2.CUMHURBAŞKANU MEHMET ALİ TALAT’IN KIBRIS SORUNUYLA İLGİLİ HAVADİS GAZETESİ’NE YAPTIĞI DEĞERLENDİRMEDE İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM ÖNERİLERİNİ ‘OLMAYACAK DUAYA AMİN’ DİYE NİTELENDİRMESİNE , KKTC’YE İNANAN SİYASİ ÇEVRELER VE VATANDAŞLARDAN TEPKİ YAĞDI…

DIŞİŞLERİ ESKİ BAKANI TAHSİN ERTUĞRULOĞLU GAZETEMİZE YAPTIĞI ÖZEL AÇIKLAMADA OLMAYACAK DUAYA KİM AMİN DİYOR ACABA?! ÇIKIŞIYLA TALAT’A ve FEDERASYONCULARA TEPKİ KOYDU..

Ertuğruloğlu yıllar sonra Kıbrıs Ulusal Davasının oturtulduğu sağlam, akıllı ve sağlıklı zemin olan ‘iki egemen devlet’ zeminiyle ilgili olarak birileri bunun, ‘olmayacak duaya amin’ demek olduğunu ve tehlikeli bir yola girildiğini ‘belirtmeye’ başladı diyerek Talat’ı zehir zemberek açıklaması ile soru yağmuruna tuttu:

“OLMAYACAK DUAYA AMİN DİYEN BİZ MİYİZ YOKSA 50 YILDIR SABAH/ÖĞLE/AKŞAM RUM’A FEDERASYON İÇİN YALVARIP YAKARAN SİZLER Mİ?”

-50 yıldır federasyon için Rum’a çözüm dilenciliği yapan sizler mi?

-50 yıldır İngiliz/ ABD/ Rus/ AB destekli federasyon edebiyatına/federasyon yalanına/federasyon aldatmacasına saplanıp kalan sizler mi?....

“Yani, Rum/Yunan/ABD/İngiliz/Rus/BM/AB, kısacası herkes ‘federasyon’ istedi de BİZ mi engelledik?...Yeter artık; bu başarısızlığı 50 yıldır defalarca kanıtlanmış sizin sözde çözüm/sözde federasyon vizyonunuzda ısrardan ve başka alternatifleri dışlamanızdan vazgeçin.”

“Zavallılığı, pasifliği, acizliği, dilenciliği çözümcülük diye nitelemekten vazgeçin.” 

“Olmayacak duaya 50 yıldır amin dediniz; yeter... Artık olacak bir duaya amin demeyi öğrenin; o da iki ayrı egemen devletin varlığıdır. Buna inanmıyorsanız, bu Devletin makamlarına niye talip oluyorsunuz ki?”

“Olmayacak dua dediğiniz iki ayrı egemen devletin egemen eşitlik temelinde varlığı ve eğer olacaksa, yeni ortaklığın bu temel üzerine kurulması HİÇ denenmemiş bir politikadır; sizin sözde federasyonculuğunuz ise 50 yıldır denenmiş ve her seferinde başarısız olmuş bir politikadır. Şimdi tekrar soruyorum: OLMAYACAK DUAYA AMİN DİYEN BİZ MİYİZ, SİZ MİSİNİZ?...DÜRÜST OLUN.”

Ertuğruloğlu gazetemize yaptığı özel açıklamayı şu şekilde sürdürdü:

“Bu Devletin tüm makamlarında bulundunuz, bulunuyorsunuz.

Egemen eşitlik talep etmenin ‘tehlikeli/çözümsüzlük savunuculuğu/olmayacak duaya amin’ anlamına geldiğine inanıyorsanız ve sadece ve sadece federasyon diyorsanız siz, Kıbrıs Türk Halkı’nın toplum değil, devlet sahibi bir HALK, KKTC’nin de EGEMEN BİR DEVLET olduğunu kabul etmiyorsunuz demektir. “

“Federasyonlar devletler arasında değil, toplumlar arasında kurulduğu dikkate alınırsa, KKTC’nin hiçbir şekilde bir federasyona giremeyeceği aşikardır. İşte Annan Planında oynanan ve sizin taraf olduğunuz oyun da bu idi zaten. İki sözde kurucu devlet aldatmacasıyla Kıbrıs Türk Halkı’na yalan söylediniz. Annan Planında varolan ‘egemen devlet’ değil, çok çok otonomi yetkisi olacak olan toplum/eyalet statüsü idi. Üstelik, AB’nin birincil hukuku olmayacağına göre de tüm deragosyonların zaman içerisinde ortadan kalkacağı ve federasyon diye yutturulan düzenin tamamen üniter bir Rum devletine dönüşeceğini göre göre, bile bile.... Aynen ABD gibi. Amerika Birleşik Devletleri, 50 devletin federasyonu değil, 50 eyaletin kurduğu bir federasyondur.”

“YANİ FEDERASYON DİYORSANIZ, STATÜNÜZÜ EGEMEN DEVLET STATÜSÜNDEN EGEMENLİĞİ OLMAYAN TOPLUM/EYALET STATÜSÜNE İNDİRGEMİŞ OLURSUNUZ. Bu mu sizin çözümcülüğünüz? Bu, sizlerin fonksiyonel bir federasyon olan 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin başına gelenlerden hiçbir ders çıkarmadığınızı göstermekten başka bir işe yaramaz. O devlette siyasi eşitlik vardı; karar alma mekanizmasına etkin katılım vardı; yürütme ve yasamada ayrı çoğunluk mekanizması vardı ve tüm bunlar garanti edilmişti...”

Açıklamasını “Peki, 1963 Aralık ayından itibaren niye biz ayrılıkçı asi bir azınlık muamelesi görüyoruz ve ortaklığı bozup da tüm haklarımıza el koyup bize ambargolar uygulatan Rum da devlet muamelesi görüyor?” diye sürdüren Ertuğruloğlu federasyonculara sorularını sürdürdü: “Bunlardan hiç mi ders çıkarmıyorsunuz? Niye, eğer yeni bir ortaklık kurulacaksa, bunun ancak ve ancak iki ayrı egemen devletin egemen eşitliğinde olabileceğini söylemekten kaçınıyorsunuz? Olmayacak duaya 50 yıldır amin dediniz; yeter... Artık olacak bir duaya amin demeyi öğrenin; o da iki ayrı egemen devletin varlığıdır. Buna inanmıyorsanız, bu Devletin makamlarına niye talip oluyorsunuz ki? Yüceltmek ve kabul ettirmek için olmayacağına göre, olsa olsa bu Devleti ortadan kaldırmak için talip olduğunuzu düşünmek bir abartı olmaz demektir.”