10 MAYIS 2021 HÜSEYİN MACİT YUSUF KÖŞE YAZISI


 

 

CUMHURBAŞKANI TATAR DÜN YAPTIĞI AÇIKLAMADA ERCAN HAVALİMANI KONUSUNA AÇIKLIK GETİRMİŞ, DR.KÜÇÜK VAKFI TARAFINDAN DİKKATİNE GETİRİLEN KONUNUN KARAR MERCİİNİN BAKANLAR KURULU OLDUĞUNU VURGULAMIŞ, “ŞEHİTLERİMİZ VE LİDERLERİMİZE SAHİP ÇIKMAYI BİZE KİMSE ÖĞRETEMEZ” DİYEREK KONUYLA İLGİLİ KENDİSİNE YÖNELİK ELEŞTİRİLERİN MAKSATLI OLDUĞUNA DİKKAT ÇEKMİŞTİR. TATAR LİDERLİK GÖSTEREREK HALKIMIZIN BÖLÜNMESİNİ, ANAVATAN TÜRKİYE İLE OLAN BAĞLARIMIZIN ZEDELENMESİNİ VE KIBRIS TÜRKÜNÜN ŞEHİTLERİMİZE VEFASIZLIK YAPTIĞI GİBİ GERÇEK OLMAYAN BİR SUÇLAMAYLA KARŞI KARŞIYA KALINMASINI ÖNLEMİŞTİR…

Kıbrıs Türk halkı, Osmanlı’nın 1878’de KIbrıs’ı İngilizlere kiralamasının,İngiliz’in 1914’te adayı ilhak etmesinin ve Lozan’da resmen Kıbrıs’ın Birleşik Devletlere verilmesinin ardındançok güç koşullarda Türklük ve müslümanlık mücadelesi vermiştir. Rum-Yunan ikilisinin Megali İdea ve Enosis hedeflerinin önündeki en büyük engel Kıbrıs Türk halkı olmuştur. Yunanistan’ın Osmanlıdan özgürlüğünü kazandığı 1821’den itibaren adada başgösteren Rum ayaklanmalarından Kıbrıs Türkü olumsuz etkilenmiştir. Özellikle 1878’den sonraki süreçte Rumların Kilisenin öncülüğünde adayı Yunan yapma hevesleri ve silaha sarılmaları neticesinde cennet adadaki yaşam koşulları Türkler için bayağı zorlaşmıştır. 1950’li yıllara gelindiğinde Rum-Yunan ikilisinin adanın Yunanistan’a bağlanması için BM nezdindeki girişimlerine olumsuz cevap almasıyla, bu kez silaha sarılmaları ve adada terör estirmeleri,Türkleri yoketmeye başlamaları, şanlı direnişimiz tarih kitaplarımızda onurlu yerini almıştır.

1955’te kurulan EOKA terör örgütüne karşı,Kıbrıs Türk halkı Türk Mukavemet Teşkilatını kurmuştur. Silah olmadan,mermi olmadan derme çatma atölyelerde üretilen derme çatma silahlarla başlayan mücadelemiz,kahraman mücahitlerin destansı mücadelesi ile başarıya ulaşmıştır. 1963 Kanlı Noel terör olayları ile topyekun bir soykırımdan Anavatan Türkiye’nin yardımlarıyla,gönderdikleri silahlarla va adamıza memur hüviyeti ile gelen asker komutanların ciddi katkılarıyla kurtulduk…Mücahitlerimizin adanın dört bir yanındaki direnişi ve kahramanlıkları neticesinde varlığımız korunmuştur. Varoluş ve özgürlük mücadelemizin liderleri Dr.Fazıl Küçük,Rauf Denktaş ve isimsiz onlarca arkadaşlarının direnişi neticesinde 1963-74 arasında adadaki Türklük ve Müslümanlık idame edilmiştir.

Rum-Yunan ikilisinin cennet adayı cehenneme çeviren terör olayları neticesinde yüzlerce kardeşimiz evini barkını terketmek zorunda kalmıştır.102 Türk köyü boşaltılmış,buradan göçe zorlanan kardeşlerimiz yıllarca çadırlarda,göçmen barınaklarında yaşam sürdürmek zorunda kalmıştır.Yüzlerce kardeşimiz hunharca katledilmiş bir o kadarı da yaralanmıştır. 

Bütün bunları anlatacağı söylenen ‘Bir zamanlar Kıbrıs ‘ dizisi Kıbrıs Türkünü oldukça memnun etmiştir. Kıbrıs Türkünün yıllarca çektiği zulüm en sonunda dizi halinde yayınlanacak,yaşadıklarımızı duymayan kalmayacak,gençlerimiz nereden nereye geldiğimiz öğrenecek ve bu bilinçle devletimizin Anavatanımızın değerini,bağımsızlığın ,özgürlüğün ne kadar önemli olduğunu ve zor kazanılan bunların elden çıkarılmasına müsaade edilmemesinin önemi anlaşılacaktı.Türk dizilerine meraklı yabancılar da ada gerçeklerini öğrenecekler ve bizim için paha biçilmez bir propaganda imkanı olacaktı. 

Ne varki beklentilerimiz  çıkmadı.Dizi tam bir fiyasko oldu. Manşet haberimizde de belirttiğimiz üzere,dizi yakın tarihimizde yaşanan gerçekleri çarpıtan senarosu ile tam bir fiyasko olmuştur.. Dizi hayalkırıklığı yaratırken, tarihi hatalar, uydurma hikayeler izleyenleri çileden çıkarmış; "gerçek bir varoluş mücadelesi" sloganiyla gösterilmeye başlanan yapım, duyarlı vatandaşlarımızın tepkisine neden olmuştur.Dizide, varoluş ve özgürlük mücadelemizin liderleri Dr.Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş’ın isimleri kullanılarak verdikleri mücadele küçümsenmiş,onların aziz hatıralarına hakaret edilerek ve saygısızlık yapılmıştır. TRT,Yapımcı ve senaristin halkımızdan gelen tepkilerie kulak asmaması tamamen maddi kazancını düşünerek hareket etmesi kabul edilemez. Sözkonusu tarihi gerçekleri çarpıtan ve liderlerimize ve kutsal mücadelemize gölge düşüren bu dizi biran önce gösterimden kaldırılmalıdır.

ANASTASİADİS’E KARŞI BİRLİK OLUNMALIDIR.

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ve Anavatan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Cenevre’deki 5+BM toplantısında yeni tezimizi ortaya gerekçeleri ile ortaya koydukları genel toplantısında yalanlarının yüzüne vurulmasıyla büyük bir darbe alan,köşeye sıkışan Anastasiadis,Kıbrıs’a döner dönmez önce Cumhurbaşkanı Tatar ve KKTC vatandaşlarını hedef aldı, bilahare de gittiği Portekiz’deki AB toplantısında Türk tarafını şikayet etti,karalama siyasetini sürdürdü…

Anastasiadis Kıbrıs’a döner dönmez Paskalya nedeniyle yaptığı açıklamada Kıbrıs Türk halkına ‘vatandaşlarım’ diye hitap etmeye kalkışmış,Kıbrıs Türk halkını Rumlarla birlikte Anavatan Türkiye’ye karşı savaşmaya davet etmişti.KKTC Cumhurbaşkanı Tatar Anastasiadis’in kendisini,devletimiz KKTC’yi ve halkımızı hedef alan kampanyaya karşı uyanık olunması gerektiği hususunda halkımıza gerekli açıklamayı yapmıştır. Son günlerde yaşananlar Rumlarla ortak zemin arayışlerının nafile çabalar olduğunu ve ortak bir devlet kurulmasının mümkün olmadığını birkez daha göstermiştir.

Faşist/Eokacı Anastasiadis’in  ve ekibinin Türkiye ve KKTC’yi hedef alan karalama kampanyasına karşı Kıbrıs Türk halkının,her katmanda birlik ve beraberlik içerisinde olması şarttır. CTP’nin başını çektiği federasyoncu,Rum sevici ve teslimiyetçi partiler biran önce bitmiş/tükenmiş federasyon siyasetini terketmeli ve Türkiye’nin de desteklediği egemen eşitlik temelinde iki devletli çözüm modeline sahip çıkmalıdır. Daha önce de yazdım,özellikle CTP’nin federasyon siyaseti dışında halkımıza pazarlayacak başka bir söylemi yoktur. CTP’nin federasyon söylemi olmazsa partinin zarar göreceği,büyük yara alacağı gerçektir. Ancak sol bir parti iddiasındaki CTP’nin,Tufan Erhürman başkanlığında, özellikle işçinin,emekçinin haklarına,üreticinin haklarına sahip çıkarak, turizm ve eğitim yanında üretime dayalı bir ekonomik yapılanma için startejik bir siyaset ortaya koyarak KKTC’nin kalkınmasına katkı koyması esas görevi ve hedefi olmalıdır.

Bu kritik süreçte birlik ve beraberlik adına,milli davamızın selameti ve devletimiz ve Anavatan Türkiye’nin bekası adına kişisel makam hesapları ve partisel beklentiler bir yana bırakılmalıdır. Bizi birleştiren devletimizin etrafında kenetlenmeli,egemenliğimize sahip çıkılmalıdır.

 




  • RMMO KOMUTANI ZERVAKİS’İN KORONAVİRÜS TESTİ POZİTİF ÇIKTI ... +Detaylı Bilgi
  • LİMASOL’DA PROTESTO GÖSTERİLERİ ... +Detaylı Bilgi
  • NURİS: ANASTASİADİS’İN “KULLANIM KAYBI TAZMİNATI” VAADİ YERİNE GETİRİLEMEZ ... +Detaylı Bilgi
  • HER 10 RUM’DAN 6’SI GÜNEY KIBRIS’TAKİ DEVLETİN “YOLSUZLUK DEVLETİ” OLDUĞUNA İNANIYOR ... +Detaylı Bilgi
  • RUM SAVUNMA BAKANI’NDAN TÜRKİYE’YE ELEŞTİRİ ... +Detaylı Bilgi
  • ROLANDİS: “KAYBEDİLMİŞ FIRSATLAR, KAYBEDİLMİŞ VATANLARA GÖTÜRÜR” ... +Detaylı Bilgi
  • ŞİLLURİS: “KIBRIS SALDIRGAN VE YAYILMACI GÜÇLERE KARŞI KENDİNİ SAVUNMAYA HAZIRDIR” ... +Detaylı Bilgi
  • İNSAN HAKLARI İZLEME ÖRGÜTÜ: GÜNEY KIBRIS’TA, DÜZENSİZ GÖÇMENLERE KÖTÜ MUAMELE YAPILIYOR ... +Detaylı Bilgi