PETROL VE DOĞAL GAZDA İSTEDİKLERİ SONUCU ALAMAYAN AVRUPA BİRLİĞİ VE GÜNEY KIBRIS RUM YÖNETİMİ BU KEZ HELLİM ÜZERİNDEN EGEMENLİK SAVAŞI BAŞLATTI…

Hellim’in coğrafi işaret tesciliyle, Yeşil Hat Tüzüğü kapsamında Güney’e, oradan da Avrupa Birliği’ne satılmasına imkan veren düzenlemelerin AB’nin teknik alt komitelerinde onaylanması KKTC’deki sivil toplum örgütleri tarafından hem memnuniyetle, hem de bazı çekincelerle karşılandı.

Çekinceler arasında, hellimin AB tarafından belirlenen yüksek standartta üretilip üretilemeyeceği, üretim için gerekli miktarda koyun ve keçi sütünün sağlanıp sağlanamayacağı,Yeşil Hat Tüzüğü üzerinden Avrupa’ya yapılacak ihracat’ın detaylarının henüz belirlenmemiş olmasından kaynaklanan kaygılar ortaya konurken, Avrupa Birliği ve Rum Yönetimi’nin hellim üzerinden siyasi tuzaklar kurması, egemenliklerini adanın tamamına yayma hedeflerinin gündeme getirilmediği görüldü.

AB Komisyonu’nun Nisan ayında açıklayacağı Hellim’in coğrafi tescili ve ihracatı ile ilgili yasal düzenlemeler ve detaylar konusunda belirsizlik sürerken,AB tarafından uygulamaya konacak yasaların, KKTC’nin egemenlik hakkını dikkate almasının sözkonusu olmadığı ve Kıbrıs Türk halkının 18 Ekim seçiminde destek verdiği KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’ın egemen eşitlik temelinde iki devlete dayalı çözüm siyasetini yok saymaya yönelik unsurlar taşımasının kesin olduğu bildirildi. 

Konuyla ilgili açıklamada bulunan Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği, Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği, Süt Ürünleri İmalatçıları Birliği, Kıbrıs Türk Sanayi Odası ve Kıbrıs Türk Ticaret Odası başkanları hellimin tescilini olumlu bulduklarını ifade eder, çekincelerini de dile getiririken hiçbirinin Rum Yönetimi’nin ‘egemenlik oyununa ‘ dikkat çekmemiş olması yadırgandı.

KKTC’nin 2020 yıl sonu itibarı ile toplam ihracatı 101 milyon Amerikan doları civarında seyrederken,bu ihracatın sadece 2 milyon ABD dolar gibi çok küçük bir  kısmının AB ülkelerine yapılmış olması dikkatlerden kaçmazken,bu kadar düşük seviyede ticari ilişkiler içerisinde olduğumuz,  Kıbrıs Türk halkını yok sayan tutumu,ambargo ve izolasyon uygulaması da dikkate alındığında AB’nin aldığı kararlara ve yasalara uyma konusundaki zaafiyetimiz birçok duyarlı vatandaşımızı hayretler içerisinde bıraktı ve tepkiye neden oldu..

AB DAYATMASI YASALARLA, AB İCADI YEŞİL HAT VE MALİ TÜZÜKLERLE EGEMEN EŞİTLİK İDDİAMIZ HAVADA KALIR! 

AVRUPA’YA 1-2 MİLYON AVROLUK İHRACAT YAPILACAK DİYE, KKTC LİMANLARI DURURKEN, RUM LİMANLARINDAN İHRACAT’IN YAPILMASINA GÖZ YUMULMASI, RUM YÖNETİMİNİN BELİRLEYECEĞİ ŞARTLARDA KALİTE KONTROLLERİNİN YAPILMASI VE KKTC MAKAMLARININ VERDİĞİ BELGELERİN DİKKATE ALINMAYARAK RUM BELGELERİNİN KULLANILMASINA RIZA GÖSTERİLMESİ; EGEMEN EŞİTLİK İDDİAMIZIN TÜKENMESİ DEMEKTİR..

AVRUPA BİRLİĞİ VE RUM YÖNETİMİ’NİN ‘HELLİM TUZAĞI’

HELLİM BAHANE;

ESAS HEDEF RUM EGEMENLİĞİNİ VE OTORİTESİNİ KKTC’YE YAYMA! 

KKTC’NİN DIŞLANDIĞI, EGEMENLİĞİMİZİN ÇİĞNENDİĞİ, TAVİZCİ AKINCI VE ANASTASİADİS’İN ANLAŞTIĞI TEMELDE HİÇBİR DÜZENLEME KABUL EDİLMEMELİDİR.AVRUPA BİRLİĞİ’NİN RUM YÖNETİMİYLE YAPTIĞI ANLAŞMANIN KKTC’Yİ BAĞLAMADIĞI İLAN EDİLMELİDİR.

Federasyon’u reddedip,egemen eşitlik temelinde iki devletin işbirliğine dayalı yeni siyaseti savunduğumuz bir dönemde, AB tarafından açıklanan kalite standartlarında üretim gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belli bile değilken,1-2 milyon avroluk hellim ihracatı yapılacak diye, AB tezgahı ile Rum Yönetimi’nin tüm ada üzerindeki egemenlik iddiasını kabullenip sineye çekmek vahim bir hatadır.KKTC’nin dışlandığı,Kıbrıs Türk halkının yok sayıldığı hiçbir düzenleme kabul edilmemelidir.